AB ve FRONTEX'in gözü önünde sürekli meydana gelen geri itme uygulamasının derin endişelere neden olduğunu kaydeden Bakan Çavuşoğlu, "İsrail, işgal altındaki Filistin topraklarında mutlak cezasızlıkla davranmayı sürdürüyor. Gazze'deki insanlık dışı abluka ve İsrail tarafından yasa dışı yerleşimlerin genişletilmesi insan hakları ihlali teşkil etmeye devam ediyor. Türkiye, Filistinlilerin, başkenti Doğu Kudüs olan, 1967 sınırlarını esas alan bağımsız ve egemen bir Filistin Devleti kurmaya yönelik meşru arayışını desteklemeye devam edecek. Libya'da Tarhuna'da her gün yeni toplu mezarlar ortaya çıkarılıyor. İnsan Hakları Konseyi, faillerin adalete teslim edilmesine katkıda bulunmalıdır. Çözüm için her türlü çabayı sarf etseler dahi Kıbrıslı Türkler insanlık dışı ambargolara ve haksız izolasyona maruz kalmaya devam ediyor. Bu baskılara rağmen, Kıbrıslı Türklerin yaşayan bir demokrasi şeklinde işleyen kendi devletleri var. Dağlık Karabağ'da artık sürdürülebilir bir barış için tarihi bir fırsat var. Güney Kafkasya'da bölgesel sahiplenmeye dayalı barış ve refah girişimlerini desteklemeye devam edeceğiz. Ermenistan'ın da barışın ortağı olmayı seçmesini umuyoruz. Türkiye, Ermenistan'ın attığı her olumlu adıma olumlu cevap verecektir. Gürcistan'ın toprak bütünlüğü ve egemenliği temelinde Abhazya ve Güney Osetya ihtilaflarının barışçıl çözümünü de desteklemeye devam edeceğiz. Türkiye, Kırım dahil Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü destekliyor. Kırım Tatarlarının tarihi ana vatanlarında özgür ve güven içinde yaşama arzularını desteklemeye devam edeceğiz" değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki insan hakları durumunu da yakından takip ettiğini vurgulayan Mevlüt Çavuşoğlu mesajlarını şöyle sürdürdü:
"BM ve diğer uluslararası raporlardaki bulgulardan endişe duyuyoruz. Konuyla ilgili kaygı ve beklentilerimizi Çinli yetkililerle paylaşıyoruz. Bu konuda şeffaflık bekliyoruz. Türkiye, Çin'in egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı gösterirken, Uygur Türklerinin ve diğer Müslümanların insan haklarının korunmasının öneminin de altını çiziyor. Yüksek Komiserlik heyetinin bölgeye olası ziyaretlerine ilişkin gelişmeleri takip etmeye devam ediyoruz. Çin'in daveti üzerine, kendi milli heyetimizi de bölgeyi ziyaret etmesi için göndereceğiz. Jammu- Keşmir'deki mevcut kısıtlamaları hafifletmesi için Hindistan Hükümetine çağrımızı yineliyoruz. Sorunun barışçıl yollarla, ilgili BM kararları ve Jammu- Keşmir halkının meşru beklentileri temelinde çözülmesini diliyoruz. Myanmar'daki insan hakları ihlalleri, özellikle Rohinga'lara karşı işlenen suçlar endişe verici olmaya devam ediyor. Myanmar Silahlı Kuvvetleri'nin Hükümeti askeri darbeyle ele geçirmesini de kınıyoruz. Türkiye, herkes için insan haklarının korunması ve geliştirilmesi için konseyle çalışmaya devam edecek."