***
Dünyada hiçbir bakan Berat Albayrak kadar harici ve dahili bedhahlar tarafından sistemli bir saldırıya uğramamıştır.
O kadar ki, bu aşağılık saldırılardan yeni doğan bebeği bile nasibine düşeni almıştır.
Finansal saldırılar zaten matine-suare devam etmiştir.
Mesela, yerel seçim öncesindeki 22 Mart 2019'da bir ABD bankası "TL kaybedecek..." diyerek kur saldırısı başlatmış, yabancı yatırımcılar da çok büyük miktarda Türk Lirası açığa satış yapmışlardı
Berat Albayrak seçime müdahale mesabesindeki bu saldırıyı müthiş bir manevrayla savuşturmuştu.
Hülasa, onca operasyona ve pandemi koşullarına rağmen yüzde 25'lerde devraldığı enflasyonu yüzde 11 seviyelerinde tutmayı başarmıştı. Bakınız, Babacan döneminde 2010'da 49 milyar dolar, 2011'de 77 milyar dolar, 2012'de 48 milyar dolar, 2013'te 65 milyar dolar cari açık verdik. Buna mukabil, Berat Albayrak döneminde 2019'da 1.6 milyar CARİ FAZLA verdik.
Sevgili Kılıçdaroğlu da işte bu Babacan'a ekonomiyi emanet edeceklerini matah bir şeymiş gibi söylüyor
Hayır yani, Babacan'ın marifeti nedir; partisinin kurucularından birinin (Metin Gürcan) ajanlık suçundan tutuklanması mı?
***
Berat Albayrak mezkûr kitabında, Türk Lirası'na dayalı varlıklara karşı güvensizlik oluşturmak için sözde finansçıların ağız birliği yaptığını vurguladıktan sonra şöyle diyor: "O dönemde sosyal medya ve Youtube kanalları üzerinden yorum yapan bazı finansçıların bir kısmının yurtdışı istihbarat örgütleri ile ilişkilerinin devletimiz tarafından tespit edildiğini de burada ifade etmek isterim. Herhalde ilgili kurumlarımız bunların toplumsal algıyı zehirlemesine engel olmak için gereken tedbirleri alıyordur!"
Soralım: Alıyor mudur?
Ben şahsen bilmiyorum.
Benim bildiğim, daha önce de yazdığımdır: "Babacangiller" her yerde, her kurumda vardır. "Babacan" da bir isim değil sıfattır. Siyasetçi, bürokrat veya işverendir. Bulunduğu yere ihanet etmek, görünür olmadan bozgunculuğun tam ortasında bulunmaktır.
YAZIYI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN