Türkiye'nin ekonomik ve siyasi krizler yaşadığı dönemlerde yaptığı çıkışlarla krizleri derinleştiren TÜSİAD bu kez algı için sahneye çıktı.
TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI ORHAN TURAN'DAN HADSİZ ÇIKIŞ
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, bugün TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Toplantısı'nda yaptığı konuşmada şu skandal sözleri kullandı:
"Terörden çok çekmiş, acılar yaşamış bir toplumun hassasiyetlerine dost ve müttefik ülkelerin daha fazla dikkat etmesini istemek elbette Türkiye'nin hakkıdır. Ancak en haklı olduğumuz konularda bile çıkarlarımızı korurken tercih edeceğimiz yöntem amaca varmamızı kolaylaştıracak şekilde formüle edilmelidir. Bu bağlamda İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyelikleri konusunda Türkiye'nin dile getirdiği sıkıntıların ve taleplerin müzakere yoluyla, karşılıklı anlayışı geliştirerek ve ittifak ruhuna uygun şekilde çözülebileceğini ümit ediyoruz."
"FAKİRLEŞEREK BÜYÜYORUZ"
Turan, ayrıca büyümeyle ilgili de "Küresel koşullar artık lehimize değil. Rekabetçi kur, yüksek ihracat ve cari fazla mantığıyla kurgulanan ama günümüz kalkınma anlayışı ve pratiğiyle yeterince örtüşmeyen politikalar kalkınma açısından istenilen sonuçları vermiyor. Büyüme kalkınma için tek başına yeterli olmuyor, hatta maalesef fakirleşerek büyüyorsunuz. Artık ucuz TL ve ucuz iş gücü ile ihracatta rekabet avantajı kazanma devri, yerini yüksek nitelikli işgücüyle ve teknolojiyle yüksek katma değer yaratmaya bıraktı." dedi.
Türkiye; İsveç ve Finlandiya'nın üyeliği için teröristlerin iadesini şart koşarken TÜSİAD Başkanı'nın 'anlaşma' ifadesini kullanması tepki çekti.
ERDOĞAN'DAN ORHAN TURAN'A AYAR: HADDİNİ BİL SEN DAHA ÇIRAKSIN
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, TBMM'de AK Parti Grup Toplantısı'nda konuştu. Başkan Erdoğan, konuşmasında TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan'ın açıklamlarına sert tepki gösterdi.
Erdoğan TÜSİAD'a yönelik şunları söyledi:
"Ülkenin diğer tüm meselelerini Allah'ın izni ve milletimizin desteğiyle biz hal yoluna koyarız. NATO meselesinde de İsveç ve Finlandiya terörle mücadelede net, somut ve kararlı adımlar atana kadar duruşumuzu kesinlikle değiştirmeyiz. Ey TÜSİAD'ın başına gelen beyefendi: Dış politikada sen bize ders veremezsin. Sen daha çıraksın, kalfa dahi olamadın. Dün bir, bugün iki. Ne oldu ki bu iktidara ders vermeye kalkıyorsun. Önce haddini bil, haddini bil. Bunlar da akıllarını başlarına almadıkları sürece iktidarın kapısından içeri giremezler. Bunu da bilmeleri lazım. Biz dış politikada İsveç, Finlandiya, niye bunlara karşı tavır alıyoruz? Neden? İsveç'in, Finlandiya'nın sokaklarında terör örgütleri cirit atarken biz onlara kapılarımızı mı açacağız, onların yanında mı yer alacağız? Ey TÜSİAD, siz onların yanında yer alabilirsiniz. Biz şehitlerimizin kanını yerde bırakmayacağız, bunu bilesiniz. İşte Batı'yı görüyoruz. Almanya'da caddelerde Alman polisinin nezaretinde bu terör örgütleri yürüyüşler yapıyorlar. Fransa'da yürüyüşler yapıyorlar. Maalesef İngiltere'de hakeza öyle.
AĞABABALARINIZLA AYNI KAFADASINIZ
Avrupa'nın bütün ülkelerinde, aynı durumla karşı karşıyayız. Bütün bunlara karşı sizin ali menfaatlerinizi korumak için sesimizi çıkarmayacak mıyız? Kusura bakmayın, sizden önce gelen ağa babalarınız da aynı kafadaydılar, görüyorum ki siz de aynı kafadasınız.
Eğer TÜSİAD bu gidişiyle devam ederse bu iktidarın kapısını hiç çalmasın ve görüyorum ki sizler aynı merkezden idare ediliyorsunuz. Aynı merkez belli, CHP. Oradan size neyi sufle ediyorlarsa siz de aynen o ağızla konuşuyorsunuz. Sizden önceki ağa babalarınız da böyle konuşuyordu siz de aynı şekilde konuşuyorsunuz. Öyleyse bu kapı yerli ve milli duruş sergileyene açıktır, yerli ve milli duruş sergilemeyene kapalıdır.
"Daha önce çeşitli vesilelerle ifade ettiğim gibi, ülkemizde ekonomik sorunlara teşhis yanlış koyulduğu için, tartışmalar ve çözüm arayışları da yanlış mecrada yürümektedir. Öyle diyor TÜSİAD'ın şu anda başındaki, 'Büyüme her şey değildir.' Öyle diyor, 'İhracat endeksli bir büyüme her şey değildir.' İhracat olmazsa büyüme olmazsa sen ayakta duramazsın. Bütün bu adımlar, hepsi CHP ağzı. İhracatın olmayacak, büyüme olmayacak sadece ithalat öyle mi? İthalat seni zaten bitirir, batırır. Böyle şey mi olur? 'İthalata dayalı bir ihracat' dersen bunu aklım alır. Öyle ürünler var ki bu ithalata dayalıdır. Ama ihracatı bir kenara koyacak olursan o ülke zaten yürümez. Biz bunları yapıyoruz ama sizin mantığınız, anlayışınız zaten bu işleri almaz. Bundan dolayı da iki de bir başkan değiştiriyorsunuz. Başka gidecek yeriniz de yok. Türkiye'deki enflasyon, kamu maliyesindeki bozulmadan, arzdaki azalmadan ve talepteki aşırı yükselişten değil de enerjiden kura kadar farklı sebeplerin ağırlıklı olduğu sorunlardan kaynaklandığı için, buna klasik anlayışla çözüm aramak beyhudedir.
BUNLAR NE ZAVALLI
Diyorlar ki 'Akademisyenleriniz olacak.' Be zavallı, bizim yanımızda, kurullarımızda akademisyenlerimizin olmadığını sana kim söylüyor? Bizim çalışanlarımızın içinde akademisyenlerimiz de var, partimizin içinde, TBMM'de akademisyenlerimiz de var. Biz kiminle, nerede, nasıl çalışacağını 20 yıldır ispat etmiş olan bir partiyiz. Bay Orhan, bundan sonra hangi akademisyenlerle çalışacağımızı sana sorarız, senin vereceğin isimlerle çalışırız. Kafaya bak. Bunlar ne zavallı."
PEKİ NEDİR BU TÜSİAD?
Bir darbe ile doğup her darbenin arkasında olmak. Bir baskı gurubu zenginler kulübü TÜSİAD. Bir sivil toplum örgütü mü? Ekonomik baskı grubu mu? Siyasi parti mi? İşte TÜSİAD'ın arşivi...
Milli Görüş fikrinin siyaset sahnesinde ivme kazandığı yıllardı 1970'ler. 70 ve 80'li yılları etkileyecek bir siyasi oluşum çıktı ortaya. Profesör Necmettin Erbakan 1970'de Milli Nizam Partisini kurdu. Bir yıl sonra 1971'de demorkasiye vurulan ikinci darbe geldi. 12 Mart Muhtırası. Muhtıradan kısa süre sonra, Profesör Erbakan liderliğindeki Milli Nizam Partisi "Laikliğe aykırı çalışmalar yürüttüğü" iddiasıyla kapatıldı. Dönemin Başbakanı Süleyman Demirel istifa etmek zorunda kaldı. Türkiye temel hak ve özgürlüklere kısıtlamalar getirecek 'ara rejim' dönemine girdi. Muhtıra sonrası başlayan operasyonlarda çok sayıda kişi gözaltına alınıp hapse atıldı. Bir o kadarı da işkence gördü. Türkiye zor günler geçiriyordu. İşte tam da o günlerde bir yapı çıktı ortaya. 1971 yılıydı. Türkiye'nin en zengin 12 iş adamı bir araya geldi. Tek bir çatı altında birleşti. 'Oligarşik zümrenin' temeli atıldı.
KRİTİK DÖNEMDE ORTAYA ÇIKTILAR
12 Mart 1971 askeri müdahalesinden sadece 1 ay sonra bir protokol imzalandı. TÜSİAD, Türkiye'nin çok sancılı bir döneminde, hem de özel sektör karşıtı ideolojilerin öne çıktığı bir ortamda ortaya çıkmıştı. Kuruluş amacını, "Türkiye'nin demokratik ve planlı yollarla kalkınmasına Batı uygarlık seviyesine çıkarılmasına yardımcı olmak" şeklinde ifade edildi. Batı uygarlık seviyesi vurgusu özellikle yapılmıştı. Çünkü Türkiye'de siyaset Batılı değerler ekseninde şekillenmişken artık İslamı'ı referans alarak siyaset yapan bir Necmettin Erbakan vardı mesela. Yani askeri 'vesayetin' doğurduğu bir başka 'vesayetin' ilk mesajıydı. Yıl 1979... O yıl Türkiye için kötü başlamıştı. Yokluk ve yoksulluk vardı. Terör zirve yapmıştı.