Son dakika: Başkan Erdoğan'dan Kemal Kılıçdaroğlu'nun 6 yaşındaki çocuğa istismar için Adalet Bakanlığı'na yürümesine: Şov yapıyor
Son dakika haberleri... Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Türkmenistan ziyareti dönüşü gazetecilerin sorularını yanıtladı. Türkiye'nin konuştuğu 6 yaşındaki çocuğa cinsel istismar konusunda Kemal Kılıçdaroğlu'nun Adalet Bakanlığı'na yürümesini eleştiren Erdoğan, "Kılıçdaroğlu’nun bu konularda biraz insafı olsa, önce kendi partisinin içerisindeki tacizlere, tecavüzlere yolsuzluklara bir bakmasında fayda var. Şu anda kendi partisi kaynıyor, tacizlerle kaynıyor. Yani neredeyse Türkiye'de hiçbir il yok ki oradaki teşkilatında bu tür taciz, tecavüz olmasın. Ama bakıyorsun bazıları şov yapıyorlar. Öncelikle bir defa sen kendin ne yaptığının farkında mısın?" ifadelerini kullandı. Kılıçdaroğlu'nun Diyarbakır Anneleri'ni de görmezden geldiğini hatırlatan Erdoğan, "Bu CHP’ye şunu söylemek lazım; sen 10, 11, 12, 13, 14 yaşında kızları dağa kaçırılan Diyarbakır Annelerini bugüne kadar hiç savundun mu? O gözü yaşlı anneleri bugüne kadar hiç gidip ziyaret ettin mi?" dedi.
takvim.com.tr
Giriş Tarihi :15 Aralık 2022 , 12:59Güncelleme Tarihi :15 Aralık 2022 , 13:17
SORU: (TAHA DAĞLI) Çocuk istismarı bahanesiyle CHP'nin 28 Şubat'ı hatırlatan bir tavır içerisinde olduğunu görüyoruz. Muhafazakâr kesimi rencide eden, hatta tehdit eden bir dil kullanıyorlar. Aynı zamanda 6'lı masada 28 Şubat'ın savunucuları ile mağdurları oturuyorlar. Bu, onlar arasındaki makası da açıyor. Siz CHP'nin bu tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Bunun için 28 Şubat zihniyetinin bir kalıntısıdır ya da oylarına talip oldukları muhafazakâr kesime karşı yaptıkları takiyenin bir göstergesidir denilebilir mi?
Her şeyden önce bir yavrumuzun 6 yaşındayken yaşadığı iddia edilen olayda bu yavruyu korumak veya bu yavrunun hukukunu savunmak anlamında CHP'nin ciddi manada bir adım attığını mı düşünüyorsunuz? Bu CHP'ye şunu söylemek lazım; sen 10, 11, 12, 13, 14 yaşında kızları dağa kaçırılan Diyarbakır Annelerini bugüne kadar hiç savundun mu? O gözü yaşlı anneleri bugüne kadar hiç gidip ziyaret ettin mi? Bu dağdaki, bu Kandil'deki teröristlerin, bu yavruları silahlandırdığını, onlara taciz tecavüz ettiklerini bildiğin halde, bu yönde attığın bir adım var mı? Şu anda onların arkasında olan, onlarla beraber olan PKK'nın parlamentodaki uzantılarıyla sen şu anda seçim hazırlığı yapıyorsun.
Onlar 6'lı masada değil ama 6'lı masanın dışından sana zaten şu anda yön veriyorlar. Sen de onlarla beraber dirsek teması içerisindesin, zihinsel temas içerisindesin. Ve seçime de onlarla beraber hazırlanıyorsun. Onun bir defa bu şekil bir sabiyi savunma noktasındaki olayı istismardan başka bir şey değildir. Bu konuda samimi değildir, bu konuda dürüst değildir. Bunun Adalet Bakanlığının kapısına giderek yaptığı tamamen şovdur. Hayatı şov. Önce sen şu dağa kaçırılmış yüzlerce kızın hesabını ver. Onların arkasında duranlarla beraber dirsek temasında olma, zihinsel temasta olma. Önce bunu çöz, bunu hallet. Onun için CHP'nin bu noktada herhangi bir samimiyeti yoktur. 6'lı masada bu gördüğünüz kişilerin de maalesef ondan farkı yoktur.
SORU: (AYŞE BÖHÜRLER) Sizin yaptıklarınızı çok kısa özetleyerek, bundan sonraki eylem planını sormak istiyorum. Aile mahkemelerinin kuruluşu 2003. Aynı yıl içinde iş kanununda kadın lehine yapılan düzenlemeler de çıkıyor. 2004'te kadın sığınma evlerinin sayısını artırılmasında belediyelere yetki veren yasa çıkıyor. 2005'te yine cinsel suçlara verilen cezaları ağırlaştıran yasaların altında sizin imzanız var. Kadının beden ve ruh sağlığını bir bütün olarak kabul edip, buna yönelik istismarı önleyen yasaların altında sizin imzanız var. Çocuğa yönelik cinsel suçların cezalarını ağırlaştıran yasaların altında sizin imzanız var. Bunların hepsi sizin iktidarınız döneminde oldu. Cinsel saldırı suçlarının kapsamını genişleten, bunun için de çocukların ahlak, güvenlik ve sağlıklarını tehlikeye sokan durumlarda ana, babaya ceza getiren yasa da yine sizin hükümetiniz ve iktidarınızda çıkan yasalar. Aile hukukundan doğan bakım, eğitim veya destek olma yükümlülüklerini yerine getirmeme durumunda ebeveyni cezalandıran yasalar da yine öyle. Reşit olmayan kişiyle cinsel ilişkide bulunmanın suç olarak tanımlanması da öyle. Çocuklara cinsel saldırının kapsamının genişletilmesi de öyle. Yani bütün bunlara baktığımızda 20 yıllık iktidarınız döneminde çocuklara yönelik cinsel suçları engellemek üzere ilk defa çıkan yasalar olduğu gibi, cezaları ağırlaştıran en az 30-40 maddeyle karşılaşıyoruz. Yani 20 yıl sizin bununla mücadele ettiğiniz bir dönem. Şimdi bir çocuğun 6 yaşında yaşadığı iddia edilen olay hepimizin vicdanını sızlattı. Sizin de çocuklara hassasiyetinizi ve bu konuda tavizsiz olduğunuzu biliyoruz. Yeni bir eylem planı ortaya konabilir mi bu suçlara yönelik daha caydırıcı cezalar konusunda? Devlet yasal düzeyde elinden geleni yapmış bu konuda ama bunu bir adım daha ileriye götürmek için bir eylem planı çalışmanız var mı çocukları koruma noktasında?
Tabii bu planların, atılacak adımların hiçbir zaman sınırı yoktur. Bu konuda alınacak tedbirlerle ilgili geldiğimizden bu yana kararlılığımızı hep sürdürürdük, sürdürüyoruz. Hiçbir zaman "Bizden önce bazı müeyyideler konmuş, şu anda biz ne yapıyoruz" demedik. Tam aksine, bu cezaların daha da artırılması gerekiyorsa, çekinmeden artırdık ve üzerine üzerine gittik. Bu konuda sığınma evlerine varıncaya kadar, bütün bunların hepsi bizle başladı ve bunları çok daha geliştirmek suretiyle adımlar attık. Sadece devlete değil, aynı zamanda yerel yönetimlerde de bu tür adımların atılması kararlarını, yasal düzenlemelerini getirdik. Aldığımız çok ciddi tedbirler var. Yeni yasal düzenlemelerle getirdiğimiz cezai müeyyideler var. Şimdi bu konuyla ilgili bile Sayın Kılıçdaroğlu bir şeyler söylüyor. İnanın bilmiyor. Adalet Bakanım açıklama yaptı, Aile Bakanım konuyla ilgili açıklamalarını yaptı, İçişleri Bakanım aynı şekilde birçok açıklamalar yaptı. Kılıçdaroğlu'nun bu konularda biraz insafı olsa, önce kendi partisinin içerisindeki tacizlere, tecavüzlere yolsuzluklara bir bakmasında fayda var.
Şu anda kendi partisi kaynıyor, tacizlerle kaynıyor. Yani neredeyse Türkiye'de hiçbir il yok ki oradaki teşkilatında bu tür taciz, tecavüz olmasın. Ama bakıyorsun bazıları şov yapıyorlar. Hatta kalkıyor belediye başkanı, işte bu vakfın uzantısı vakfa giderek, o vakfın kapatılması gibi şeylerle şov yapıyor. Öncelikle bir defa sen kendin ne yaptığının farkında mısın? Buna bir bak. Mesela farklı bir konu ama Beşiktaş Belediyesi'nde şu andaki tutuklama veya gözaltına alma sebepleri çok çok berbat. Yine yolsuzluk, yine bu tür sıkıntılar. Ama diğer tarafta taciz, tecavüz her şey de CHP'de var, HDP'de var. Bundan kaçmaları mümkün değil. Çünkü yalancının mumu yatsıya kadar yanar ve artık bu mızrak çuvala sığmıyor.
DEVLET SKANDAL İÇİN NE YAPTI?
Türkiye günlerdir Hiranur Vakfı'nın kurucusu Y.Z.G.'nin kızı H.K.G.'yi (6) yaşında iken Kadir İstekli isimli şahısla nikahladığını ve kızın yıllarca cinsel istismara maruz kaldığı iddialarını konuşuyor.
Özellikle Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Adalat Bakanlıkları bu durumun 'kabul edilemez' olduğunu ve konunun takipçisi olunduğunu kamuoyu ile paylaştı.
KEMAL KILIÇDAROĞLU BAKANLIĞINA YÜRÜYEREK ALGI OPERASYONUNA GİRİŞTİ
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise 2023 adaylığı için bu durumu siyaset malzemesi yaparak devleti hedef aldı.
"2 YILDIR YE YAPTINIZ"
Yanına millet vekillerini toplayan CHP Genel Başkanı, devletin 6 yaşında evlendiridiği iddia edilen ve cinsel istismara maruz kalan çocuk için sessiz kaldığını iddia ederek, "2 yıldır bu meseleyi biliyorsunuz da 2 yıldır ne yaptınız Allah aşkına siz! Sistematik bir tecavüz var iki yıldır biliyorsunuz ve gıkınız bile çıkmıyor. " dedi.
Kılıçdaroğlu şunları iddia etti;
"Gerçekten çok öfkeliyim. Böyle bir haksızlığı, adaletsizliği kimsenin duymasını ve yaşamasını istemem. 6 yaşındaki bir çocuğa sistematik tecavüz edildi bu ülkede, günlerdir bekliyorum acaba bir ses verecek mi diye siyasal iktidar. 2 yıldır biz bu meseleyi biliyoruz diye bakan.
"GAZETECİLER VAR BU ÜLKEDE, ONLAR HABER YAPTI VE DUYDUK"
2 yıldır bu meseleyi biliyorsunuz da 2 yıldır ne yaptınız Allah aşkına siz! Sistematik bir tecavüz var iki yıldır biliyorsunuz ve gıkınız bile çıkmıyor. Bereket versin gazeteciler var bu ülkede, onlar haber yaptı ve duyduk."
KILIÇDAROĞLU'NUN 'VAR' DEDİĞİ GAZETECİLER ANLATTI
CHP Genel Başkanı'nın "Gazeteciler var" diyerek işaret ettiği CHP yandaşı Murat Ağırel ve Timur Soykan CHP'nin kanalı Halk TV'de devletin olaya nasıl müdahale ettiğini ve mağdura verilen desteği günler öncesinden anlatmıştı.
"DEVLETİMİZ İLGİLENİYOR TEBRİK ETMEK GEREKİYOR"
Devletin mağdur ile nasıl ilgilendiğini, henüz iddianame hazırlanmadan Aile Bakanlığı'nın kadını korumaya aldığını, eğitim de dahil olmak üzere tüm ihtiyaçlarını nasıl karşıladığını anlatan Timur Soykan, "Devletimiz ilgileniyor, devletimizin koruması altında. Buradan Aile Bakanlığımızı ve yetkililerini tebrik etmek gerekiyor." ifadelerini kullandı.
"MAĞDUR MESLEKİ EĞİTİM ALMIŞ, İNGİLİZCEYİ ANA DİLİ GİBİ ÖĞRENMİŞ"
Bakanlığın mağdur her türlü imkanı sağladığına dikkat çeken Murat Ağırel ise, "Aile Bakanlığı bu konuyla ilgili daha iddianame yazılmadan müdahale etmiş, o olduğu ilde hem barınmasını sağlamış, hem çocuğa bununla ilgili okul eğitimi kreş eğitimi her şeyini sağlamış. Hatta meslek edindirme kursuna da göndermiş mağdur mesleki eğitim almış, İngilizceyi ana dili gibi öğrenmiş, bunların hepsini yapmış mağdur." demişti.
DEVLET MAĞDUR İÇİN NELER YAPTI: TARİH TARİH DETAY DETAY
Devlet gerçekten Kemal Kılıçdaroğlu'nun dediği gibi meselenin üstünü örtüp sessiz mi kaldı? Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı olaya ne zaman müdahil oldu? Mağdura hangi destekler sağlandı... Gerçekleri biz tarih tarih yazalım...
Hiranur Vakfı'nın kurucusu Y.Z.G.'nin kızı H.K.G. (6) yaşında iken Kadir İstekli ile dini nikah kıyması, sonrasında resmi nikahla evlenmeleri, H.K.G.'nin (6) yaşından itibaren Kadir İstekli tarafından nitelikli cinsel istismara ve cinsel saldırıya maruz kaldığı iddia edildi.
2012 YILINDA İLK SORUŞTURMA AÇILDI
H.K.G.'nin cinsel istismara uğradığına ilişkin ilk olarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2012 yılında soruşturma yürütülmüş...
H.K.G'nin 17.08.2012 tarihinde rahatsızlığı nedeni ile annesi ile birlikte hastaneye müracaat etmesi üzerine yaşının küçüklüğü nedeniyle polise haber veridi.
İLK İFADESİNDE YAŞININ 17 OLDUĞUNU VE İSTEKLİ'DEN ŞİKAYETÇİ OLMADIĞINI SÖYLEDİ
Dosyaya göre H.K.G o tarihte mağdur olarak polis tarafından alınan beyanında, 07.04.2012 günü düğün yaparak şüpheli Kadir İstekli ile kendi isteğiyle evlendiğini, yaşının (17) olduğunu, Kadir İstekli'den şikayetçi olmadığını beyan etti.
Annesi F.G.o soruşturmada tanık olarak alınan ifadesinde ise kızının 07.04.2012 tarihinde Kadir İstekli ile resmi nikahsız evlendiğini ifade etti.
KEMİK TESTİ SONRASI KOVUŞTURMAYA YER YOKTUR KARARI
H.K.G'nin kemik yaşının tespiti için hastaneye sevk edildiği, sevk edildiği hastane tarafından verilen 10.12.2012 tarihli raporda H.K.G'nin (21) yaşında olduğunun bildirilmesi üzerine 2013 yılında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildi.
H.K.G.'nin 2016 yılında ise M.E.İ. isimli bir çocuğu dünyaya geldi.
H.K.G. 2020'DE SAVCILIĞA BAŞVURDU: CİNSEL İSTİSMARA MARUZ KALDIM
H.K.G., 30.11.2020 tarihinde çocuğu ile birlikte evden ayrılarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına başvurarak eşinin kendisine küçük yaştan itibaren cinsel istismarda bulunduğunu söyledi.
KEMİK TESTİNDE YERİME BAŞKASI GİRDİ
2012 yılında yaşının tespiti yapılırken hastanede yerine bir başkasının kemik testine sokulduğuna ilişkin şikayetçi oldu.
ŞÖNİM'E GÖTÜRÜLDÜ BARINMA HİZMETİ VERİLDİ
Yaşananlar sonrası savcılık makamının yönlendirmesi ile Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi'e (ŞÖNİM) götürülmüş ve ŞÖNİM'den çocuğu M.E.İ. ile birlikte barınma hizmeti almıştır.
H.KG'nin 30.11.2020 tarihli şikayetinde alınan ifadesinde yer alan ve 2012 yılında kapatılan soruşturma dosyasına yönelik iddialarının araştırılması kapsamında "başka birinin kemik testine sokulması" eylemi bakımından dosya tefrik edilmiş olup, iş bu soruşturma hala devam ediyor...
CAN GÜVENLİĞİ SEBEBİYLE BAŞKA İLDEKİ KADIN KONUKEVİNE NAKLİ YAPILDI
H.K.G Kadir İstekli'nin kendisi ve çocuğu hakkında kayıp ilanı vermesi ve yüksek can güvenliği riski nedeniyle başka bir ilde bulunan Kadın Konukevi'ne nakli yapılarak, 08/12/2020 tarihinde ilgili ilde bulunan Kadın Konukevi Müdürlüğüne kabulü gerçekleştirildi.
PSİKOLOJİK VE MESLEKİ DESTEK VERİLDİ
H.K.G. ile travma mağduru olması göz önünde bulundurularak psikolojik iyilik halinin güçlendirilmesine yönelik pek çok kez mesleki görüşme gerçekleştirildi ve psikiyatri servisine yönlendirilerek tedavi programı uygulandı.
ÇOCĞUNUN AŞILARI TAMAMLANDI
Çocuğunun bebeklik aşılarının olmadığı tespit edilerek, tedbir kararlarının çıkarılmasının ardından çocuğun bebeklik ve çocukluk dönemine ait aşıları tamamlandı.
H.K.G. ve çocuğunun ihtiyaçları göz önünde bulundurularak ekonomik olarak desteklenmiş, grup çalışmalarına da katılımı sağlandı.
Aille ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bünyesinde hizmet veren atölye çalışmalarına aktif katılımı sağlandı ve bu durumun psikolojisi üzerinde olumlu etkiler gösterdiği gözlendi.
EĞİTİM DESTEĞİ VERİLDİ
Talebi doğrultusunda okuma yazma kursuna yönlendirilmiş, ilkokul diplomasını açıköğretim üzerinden alması sağlanmış, ortaokul eğitimine başlamıştır.
MESLEKİ EĞİTİMLE İSTİHDAMI SAĞLANDI
Meslek edindirme kursuna yönlendirilen H.K.G. aşçılık sertifikası alarak istihdama katılımı sağlandı.
Adresinin deşifre olmaması için gerekli güvenlik tedbirleri alınarak avukat aracılığıyla hukuki destek alması sağlandı.
DAVALARA DEVLET GÜVENCESİNE GÖTÜRÜLÜP GETİRİLDİ
Aile Mahkemesi'nde görülen boşanma davasına polis ve personel refakatinde güvenlik tedbirleri alınarak götürülüp getirilmesi sağlandı.
GÜVENLİĞİ İÇİN KİMLİK BİLGİLERİNİN DEĞİŞTİRİLMESİ SAĞLANDI
H.K.G.'nin talebi doğrultusunda ve mevcut tedbirlerinin kadın ve çocuğu korunma noktasında yetersiz kaldığı anlaşıldığından, 6284 sayılı kanun kapsamında kimlik bilgi ve belgelerinin süresiz olarak değiştirilmesi de gerçekleştirildi.
BAKANLIK DAVAYA MÜDAHİL OLDU
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından H.K.G.'nin şikayetlerine ilişkin İstanbul İl Müdürlüğü tarafından 15/11/2021 tarihli yazı ile İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığından H.K.G. ile ilgili yürütülen soruşturma sonucunun akıbeti ve varsa ilgili karar veya iddianamenin İl Müdürlüğüne tebliği istenmiş olup, herhangi bir cevap verilmemesi üzerine 12/09/2022 tarihli yazı ile tekraren H.K.G. ile ilgili yürütülmekte olan herhangi bir soruşturma olup olmadığı ve akıbeti hakkında İl Müdürlüğüne bilgi verilmesi talep edildi.
İDDİANAME DÜZENLENDİ
H.K.G.'nin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına yapmış şikayetlerinin savcılıkça soruşturulması neticesinde, H.K.G.'nin cinsel istismara yönelik iddialar yönünden, 2020'de açılan soruşturma ile Kadir İstekli'nin "Çocuğun Nitelikli Cinsel İstismarı (2004-2013 yılları arası), Nitelikli Cinsel Saldırı (2020 yılı)" suçlarından, müştekinin annesi F.G. ve babası Y.Z.G.'nin "Çocuğun Nitelikli Cinsel İstismarı" suçundan cezalandırılması talebiyle 2022'de iddianame düzenlendi.
İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesinde açılan davada, 27.11.2022 tarihinde ilk tensip duruşması yapılarak, sanıkların tutuksuz yargılanmasına, tarafların dinlenilmesine, belirlenen duruşma günü davetiyesinin taraflara tebliğine ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına ihbarına, duruşmanın 22.05.2023 tarihinde saat 10:00'a bırakılmasına karar verildi.
Tensip zaptının 02.12.2022 tarihinde Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına tebliği ile birlikte aynı gün davaya müdahillik talebinde bulunuldu ve bu hususlara ilişkin olarak da kamuoyuna basın açıklaması yapıldı.
BAKANLIK TARAFINDAN TUTUKLU YARGILAMA TALEP EDİLDİ
12.12.2022 tarihinde mahkeme başkanlığına bakanlıkça sunulan beyan dilekçesinde, olayın kamuoyuna mal olması nedeni ile mağdurun ve çocuğunun daha fazla örselenmemesi, güvenliklerinin tehlikeye düşmemesi, sanığa uygulanan adli kontrol hükümlerinin bu şartlarda yeterli kalmayacağı ve isnat edilen suçun katalog suçlardan olması nedeni ile yargılamada tutukluluk tedbirinin uygulanması, duruşmanın yakın bir tarihe çekilmesi ve dosyada gizlilik kararına hükmedilmesi talep edildi.
DAVA TARİHİ ÖNE ÇEKİLDİ
Talebi değerlendiren mahkeme, davanın ilk duruşmasının 30 Ocak 2023'te yapılmasına karar verdi.
Bu arada, mağdur H.K.G'nin avukatı mahkemeye başvurarak, tutuksuz yargılanan sanıklar Yusuf Ziya G, Fatıma G. ve Kadir İ'nin tutuklanması talebinde bulundu.
BAŞKAN ERDOĞAN NET TAVRI AÇIKADI VE KILIÇDAROĞLU'NA TEPKİ GÖSTERDİ
Öte yandan Başkan Recep Tayyip Erdoğan Pazartesi günü Kabine toplantısının ardından konuya ilişkin detaylı bir açıklama yaptı ve meseleyi İstismar eden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na tepki gösterdi.
"Geçtiğimiz günlerde kamuoyunda haklı şekilde tepkiye yol açan bir kızımızın erken yaşta evliliği ile öncesinde ve sonrasında yaşanan acılar hususundaki görüşlerimi de sizlerle paylaşmak istiyorum" diyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Şu ana kadar arkadaşlarım gereken gayretleri gösterdiler, gereken çalışmaları, ilgili bakanlarımız yaptılar. Ama bunları görmezden gelen bir muhalefet söz konusu. Her şeyden önce günümüz şartlarında 13 yaşında nişan, 14 yaşında evlilik gibi bir durumu kabul edebilmemiz asla mümkün değildir. Hele hele daha küçük yaşlardaki istismar iddiaları tam bir faciadır. Mağdur, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımıza başvurduğu andan itibaren kurumlarımız bu konuyu sahiplenmiştir. İçişleri Bakanlığımız tarafından yürütülen soruşturmanın ardından konu yargıya intikal etmiştir. Bu aşamada Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız mağdur için avukat temin etmiş, hukuki süreci yakından takip etmeyi sürdürmüştür. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığımız, iddiaları tüm boyutlarıyla ve belgeleriyle soruşturarak iddianamesini hazırlamıştır. Davayla ilgili ilk duruşmanın yakında yapılması bekleniyor.
Konu, tüm bu süreçlerin ardından kamuoyunun gündemine gelmiştir. Bir başka ifadeyle mesele medyada yer alana kadar bakanlıklarımızın, kurumlarımızın tamamı süreci titizlikle takip etmiş, gereken her türlü işlemi bihakkın yerine getirmiştir. Geçmişteki ihmaller ve eksikler de soruşturma kapsamında ele alınmış, gereken adımlar atılmıştır. Ülkemizde çocuklara yönelik taciz, tecavüz, reşit yaşa ulaşmadan evlilik gibi hususlardaki hassasiyetimizi biz kimseye sorgulatmayız. Türkiye'de bu konuyla ilgili en önemli hukuki ve fiili reformlar, bizim hükümetlerimiz döneminde hayata geçirilmiştir."
"MESELEYİ HALA DİNİMİZLE İLİŞKİLİ HALE GETİRMEK ANCAK ART NİYET ÜRÜNÜ OLABİLİR"
Erdoğan, "Bay Kemal, sen bunlardan anlamazsın, senin böyle bir hassasiyetin de yok. Söyleyeceklerim var, şimdi kendini ona göre ayarla, kendine ona göre de çeki düzen ver." sözlerini sarf etti.
Son hadisede de aynı hissiyatla hareket ettiklerini, aynı tutumu ortaya koyduklarını, ilk günden itibaren aynı kararlılıkla davrandıklarını vurgulayan Erdoğan, ancak bu konudaki tartışmalarda gördükleri bir riyakarlıktan duydukları rahatsızlığı da ifade etmek istediğini dile getirdi.
"Her şeyden önce böyle bir hadiseyi milletimizin inancıyla ve o inancın temsilcisi kurumlarla irtibatlandırmak en hafif ifadesiyle ahlaki olmayan bir çarpıtmadır" değerlendirmesinde bulunan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Diyanet İşleri Başkanlığımızın en üst düzeyde görüşünü dile getirdiği, yanlışlığını belirttiği, kınamasını yaptığı bu meseleyi hala dinimizle ilişkili hale getirmek ancak art niyet ürünü olabilir. Esasen biz niyet okumasını doğru bulmayan bir anlayışa sahibiz. Benzer başka olaylarda suçun şahsiliği ilkesini önümüze çıkartanların bu hususta yaptıkları genellemeler, bizi mecburen niyetleri sorgulamaya itmektedir. Şayet, niyet mağdurun hakkını savunmaksa biz bunu zaten yapıyoruz, sonuna kadar da yapacağız ama biz bu çevrelerden, mesela PKK'nın, annelerinin kucağından kaçırıp dağa götürdüğü, eline silah verdiği, liderlerinin her türlü istismarına maruz bıraktığı 12-13 yaşındaki kızlarımız için de aynı tepkiyi bekliyoruz.
Bay Kemal; Diyarbakır annelerini kaç kere ziyaret ettin? Kızları, 12-13 yaşında yavruları evlerinden, ellerinden alıp kaçırılan bu gözü yaşlı anneleri acaba kaç kere ziyaret ettin? Mesela yine bir siyasi partinin teşkilatlarında ve belediyelerinde yaşanan onlarca benzer istismar iddiasının üzerine de aynı kararlılıkla gitmesini bekliyoruz. Hadi gidin bakalım, bunu da yap. Mesela, 12-13 yaşındaki kız çocuklarımızın teşhir vitrini haline dönüşen sosyal medya mecralarına, benzer rezilliklerin yuvası durumundaki mekanlara karşı yürüttüğümüz mücadeleye de destek bekliyoruz. Diyarbakır annelerinin evlatlarını örgütün pençesinden kurtarmak için verdikleri mücadeleyi yıllardır göz ardı edenlerin bu konuda sergiledikleri ataklığın sadece insani ve ahlaki ilkelerden kaynaklandığına nasıl inanacağız? Kendilerine yakın gördükleri bir kurumdaki daha rezil istismar olayını örtmek için suçun şahsiliği ilkesinin ardına saklananların, son hadiseyi dindar kesimlerin tamamını rencide etmenin aracı haline getirmeye çalışmaktaki samimiyetine nasıl inanacağız?"
Başkan Erdoğan, mağdurun ilk başvurusundan itibaren tüm kurumlarda meseleyi zaten sahiplendiklerine işaret ederek, şöyle konuştu:
"Adalet Bakanlığımızla, İçişleri Bakanlığımızla, Aile Bakanlığımızla takipçisi olduk ve takipçisiyiz. Bu konuda tepkisini gösteren her vatandaşımızın hassasiyetinin başımızın üzerinde yeri vardır. Öyle sırtınızı parlamentoda dönmek suretiyle siz benim bakanıma ders veremezsiniz. Siz sırtınızı dönmekle aslında başka şeyler yaptığınızın da farkında değilsiniz. Biz PKK'nın istismar ettiği çocuklarımıza, parlamentodaki uzantılarına, kendi bünyelerindeki taciz, tecavüz olaylarına, sosyal medya ve benzeri mecralardaki rezilliklere göz yumanların, bu hadise üzerinden insanlarımızın bir kısmının değerlerine saldırarak onlara linç uygulamaya kalkışmasına rıza göstermiyoruz. Vatandaşlarımız müsterih olsun. Her türlü haksızlık, hukuksuzluk, vicdansızlık, ahlaksızlık gibi bu konuyu da her seviyede takip etmeyi ve neticelendirmeyi sürdüreceğiz."