İşte gerçek yüzleri! CHP ve İYİ Parti, başörtüsü düzenlemesine destek vermeyeceğini duyurdu

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ikiyüzlülük örneği sergileyerek başörtüsü meselesini gündeme getirmesinin ardından Başkan Erdoğan, 'anayasal güvence' çıkışını yaparak hodri meydan demişti. CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan ve İYİ Parti Grup Başkan Vekili Erhan Usta, AK Parti'nin TBMM Başkanlığı'na sunduğu başörtüsü düzenlemesine ilişkin anayasa değişikliği teklifine destek vermeyeceklerini açıkladı. Yaşanalar CHP'nin istismar siyasetini bir kez daha gün yüzüne çıkardı.

Giriş Tarihi :25 Ocak 2023 , 17:28 Güncelleme Tarihi :25 Ocak 2023 , 18:56
İşte gerçek yüzleri! CHP ve İYİ Parti, başörtüsü düzenlemesine destek vermeyeceğini duyurdu

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu geçtiğimiz aylarda bir riyakarlık örneği sergileyerek başörtüsüne yasal güvence çıkışı yaptı.

Başkan Recep Tayyip Erdoğan ise Kemal Kılıçdaroğlu'na hodri meydan diyerek "Samimiysen gel Anayasa ile güvenceye alalım" dedi.

Başkan Erdoğan daha sonra ailenin korunması ve başörtüsüne anayasal güvenceyi sağlayan AK Parti'ye anayasa değişikliği için talimatı verdi ve AK Parti çalışmalarını tamamladı.

TBMM Anayasa Komisyonu'nda, başörtüsüne yönelik anayasa değişikliği teklifi görüşülürken CHP ve ortağı İYİ Parti gerçek yüzünü yine gösterdi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan ve İYİ Parti Grup Başkan Vekili Erhan Usta, AK Parti'nin TBMM Başkanlığı'na sunduğu başörtüsü düzenlemesine ilişkin anayasa değişikliği teklifine destek vermeyeceklerini açıkladı.


CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Aydın Milletvekili Bülent Tezcan, partisinin Anayasa Komisyonu üyeleriyle birlikte TBMM'de basın toplantısı düzenledi.

Tezcan kendi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun yaptığı siyasi istismarı görmezden gelerek, "Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın bu meseleyi bir siyasi istismar meselesi haline getirme hevesiyle hazırlanan anayasa değişikliği önerisi dün komisyonda görüşüldü. Orada tutumumuzu net olarak ifade ettik. İYİ Parti ile birlikte bir değişiklik önergesi hazırladık. AK Parti ve MHP'li komisyon üyeleri bu teklife 'hayır' dedi. Bütün annelerimize, bacılarımıza şikayet ediyorum; bulunamayacak bir uzlaşı fırsatı doğmuştu. Bu tarihsel fırsat 'Cumhur İttifakı'nın siyasi hırsına heba edilmiştir. Bu meseleyi siyasi istismar yapıp, önümüzdeki seçimlerin malzemesi haline getirilmesine kurban edilmiştir. Biz bu meseleyi çözmek istedik. Bizim önerimizi kabul etmeyerek, bu meseleyi istismar etme konusunda kararlı olduklarını gösterdiler" dedi.



'DESTEK VERMEYECEĞİZ'
CHP'nin anayasa değişikliği konusundaki tavrını da açıklayan Tezcan, "Getirdiğimiz kanunu teklifini kabul etmeseler de komisyonda getirdiğimiz önergeleri reddetseler de bütün vatandaşlarımıza sesleniyoruz; sizin güvenceniz biziz. 14 Mayıs'ta iktidara geleceğiz. Haklarınızın da başörtüsünün de güvencesi biz olacağız. Biz bundan sonra bu şekliyle bu teklife artık Genel Kurul'a indirseler de herhangi bir destek vermeyeceğiz" diye konuştu.

İYİ PARTİ DE DESTEK VERMEYECEK
İYİ Parti Grup Başkan Vekili Erhan Usta da konuyla ilgili TBMM'de basın toplantısı düzenledi.

Usta, dün Anayasa Komisyonu'nda başörtüsü ile ilgili önergelerinin iktidar partisi tarafından reddedildiğini hatırlatarak, "AK Parti ve MHP bu önergeyi reddederek, meseleyi 'gollük pas' meselesine dönüştürmek istiyorlar. Bunu seçim kampanyasının ana gündem maddesi haline getirmek istiyorlar. Tarih bu durumda 'Cumhur İttifakı'nı asla affetmeyecek çünkü 500'ün üzerinde bir kabul oyu ile Genel Kurul'da kabul olması mümkün olan başörtüsü serbestisi 'Cumhur İttifakı'nın bu tutumu ile maalesef olmayacak. Çünkü İYİ Parti ve CHP'nin destek vermediği, HDP de zaten destek vermeyeceğini ifade etti. Bu süreçte HDP ile bu konuda doğrudan ya da dolaylı bir temasımız olmadı. HDP'nin de oy vermemesi durumunda zaten Genel Kurul'da 360'ın altında kalacak ve bu değişiklik gerçekleşmeyecek. Oysa ki bu değişikliği daha mükemmel bir şekilde geçirme fırsatını ellerinin tersi ile ittiler. AK Parti bu meselenin çözümünden korkmuştur" iddiasında bulundu.

BAŞKAN ERDOĞAN: SON SÖZÜ MİLLET SÖYLER
Başkan Erdoğan meselenin Meclis'te çözülmemesi durumunda milletin son sözü söyleyeceğini belirterek referandum sinyali vermişti.

Erdoğan, "Ne dediler? 'Helalleşme.' Böyle çağrı yaptı. Ajans mahsulü kötü bir tiyatrodan, sadece bir göz boyamadan ibaret olduğu, bu vesileyle ortaya çıktı. Tek parti zihniyetinin değişmediğini ve asla değişmeyeceğini, 85 milyon olarak, hep birlikte yeniden görmüş olduk. Meclis'e sunduğumuz anayasa değişikliği teklifiyle işte tüm bu habis niyetlerin önüne set vurmayı hedefliyoruz. Böylece başörtüsüne anayasal güvence kazandırırken sapkın akımların hedefi haline gelen aile müessesesini de bu anayasa metnine inşallah koyacağız. Temennimiz, teklifimizin insanımızın beklentilerine uygun şekilde, en geniş mutabakatla Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden geçmesidir. Şayet gereken çoğunluk sağlanamaz, bu süreçte bir yol kazası yaşanırsa elbette son sözü yine milletimiz söyleyecektir. İnşallah referanduma gerek kalmadan, Meclis'imizdeki akıl, vicdan, sorumluluk sahibi milletvekillerimizin de güçlü desteğiyle bu meseleyi kalıcı bir çözüme kavuşturacağımıza inanıyorum." ifadelerini kullanmıştı.

AK PARTİ'NİN TEKLİFİ NE İÇERİYOR
Peki AK Parti'nin başörtüsüne anayasal güvenceyi getiren teklifi ne içeriyor.

Hiçbir kadının temel hak ve hürriyetleri kullanması ile kamu veya özel kesimin sunduğu mal ve hizmetlerden yararlanmasının, başının açık ya da örtülü olması şartına bağlanamayacağını; evlilik birliğinin yalnızca kadın ve erkeğin evlenmesiyle oluşturulabileceğini öngören Anayasa değişikliği teklifi 12 Ocak'ta TBMM Başkanlığına sunuldu.

Teklif, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, AK Parti Grup Başkanı İsmet Yılmaz, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici ve İstanbul Bağımsız Milletvekili Fatih Mehmet Şeker'in de aralarında bulunduğu 336 milletvekilinin imzasını taşıyor.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Anayasa'nın 24. maddesine, başörtüsüne anayasal güvence getiren hükümler ekleniyor.

Buna göre, temel hak ve hürriyetlerin kullanılması ile kamu veya özel kesim tarafından sunulan mal ve hizmetlerden yararlanılması, hiçbir kadının başının örtülü veya açık olması şartına bağlanamayacak.

Hiçbir kadın; dini inancı sebebiyle başını örtmesi ve tercih ettiği kıyafetinden dolayı eğitim ve öğrenim, çalışma, seçme, seçilme, siyasi faaliyette bulunma, kamu hizmetlerine girme ile diğer herhangi bir temel hak ve hürriyeti kullanmaktan ya da kamu veya özel kesim tarafından sunulan mal ve hizmetlerden yararlanmaktan hiçbir surette yoksun bırakılamayacak, bu nedenle kınanamayacak, suçlanamayacak ve herhangi bir ayrımcılığa tabi tutulamayacak.

Alınan veya verilen bir hizmetin gereği olan kıyafet söz konusu olduğunda devlet, ancak dini inancı sebebiyle kadının başını örtmesini ve tercih ettiği kıyafetini, hiçbir surette engellememek şartıyla gerekli tedbirleri alabilecek.



EVLİLİK BİRLİĞİ ŞARTI
Anayasa'nın 41'inci maddesinin, "Ailenin korunması ve çocuk hakları" şeklindeki birinci kenar başlığı, "Ailenin korunması, evlilik birliği ve çocuk hakları" olarak değiştiriliyor.

Ailenin toplumun temeli olduğunu düzenleyen maddeye, evlilik birliği şartı da ekleniyor.

Değişiklik teklifinin gerekçesinde, "Yalnızca kadın ve erkek olmak üzere iki farklı cinsiyetten bireylerin birbiriyle evlenerek evlilik birliğini oluşturabileceği açıkça düzenlenmekle, bunun dışındaki hiçbir birlikteliğin evlilik birliği olarak kabul edilmeyeceği ve evlilik birliğinin eşler arasında yani kadın ve erkek arasında eşitliğe dayandığı kabul edilmiş olmaktadır. Böylece aile ve evlilik kurumunun her türlü tehlike, tehdit ve saldırılar ile sapkın akımların dayatmalarına karşı korunması amaçlanmaktadır." denildi.



TEKLİFİN GEREKÇESİ
Teklifin genel gerekçesinde, herkesin kanun önünde eşit olduğu; devlet organları ve idare makamlarının, bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun hareket etme zorunluluğu bulunduğu belirtildi.

Gerekçede, devletin, kamu veya özel kesim tarafından sunulan mal ve hizmetlerden yararlanılmasının önündeki engelleri, kişinin temel hak ve hürriyetlerini sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmak, kişinin maddi, manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamakla yükümlü olduğuna işaret edildi. Temel hak ve hürriyetlerin en önemlilerinden birinin din, vicdan hürriyeti olduğu vurgulandı.

Temel hak ve hürriyetlerin kullanılmasının, kadınların başlarını örtme veya açma yönündeki tercihlerini de içerdiğine yer verilen gerekçede, "Demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti, kadınların bu noktadaki tercihlerini korumakla mükelleftir. Devlet ayrıca pozitif yükümlülüğünün bir gereği olarak, kadınların temel hak ve hürriyetlerini, söz konusu tercihlerine uygun olarak kullanmalarının ve kamu veya özel kesim tarafından sunulan mal ve hizmetlerden yararlanmalarının önündeki engelleri kaldıracak, hukuk dışı ve ayrımcı uygulamalara maruz kalmalarını önleyecek tedbirleri alacaktır." denildi.

Türkiye'de başörtüsü yasağı ve bundan kaynaklanan herhangi bir hak mahrumiyeti bulunmadığına işaret edilen gerekçede, şunlar kaydedildi:

"Ülkemizin başı örtülü ve başı açık kadınları her türlü temel hak ve hürriyetini kullanabilmekte, kamu veya özel kesim tarafından sunulan mal ve hizmetlerden yararlanabilmektedir. Ancak dini inancı sebebiyle başını örten ve kıyafet tercihinde bulunan kadınların; yasal ve idari düzenlemeler veya fiili uygulamalarla, insan onuruyla bağdaşmayan, Anayasa'ya aykırı, ayrımcı ve çağ dışı uygulamalara bir daha maruz bırakılmamaları amacıyla anayasal güvence getirilmektedir."

Ailenin, Türk toplumunun temeli olduğuna işaret edilerek, toplumun ve Türk Devleti'nin ancak güçlü aileyle, güçlü kılınabileceği belirtilen gerekçede, şu değerlendirmelerde bulunuldu:

"Aile kurumunun taşıdığı gerçek değer üzerinden korunması, milletimizin varlığının teminat altına alınması, ailenin ilk nüvesini teşkil eden evlilik birliğinin kadın ve erkekten oluşmasını zorunlu kılmaktadır. Bu kapsamda Anayasa'nın 41'inci maddesinde yapılan düzenlemeyle, evlilik birliğinin erkek ve kadının evlenmesiyle kurulacağı açıkça belirtilerek evlilik birliğine ilişkin bu temel kaide ve esasın kanunla değiştirilmesinin önüne geçilmektedir. Bu suretle her türlü tehlike, tehdit, saldırı, çürüme ve sapkınlığa karşı ailenin korunması için ilave Anayasal güvence sağlanmakta ve ailenin, toplumu ve milleti temelden ifsat edecek anlayışlardan korunması amaçlanmaktadır."

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN