"Bu bilinç içinde ve tarihin yüklediği sorumluluk gereği, kırgınlık ve kızgınlıkların bir tarafa bırakılarak birleşmenin sağlanması için, Sn. Kılıçdaroğlu'nun bilgisi ve oluruyla 3 Nisan'da Sn. Muharrem İnce ile Memleket Partisi Genel Merkezi'nde bir uzlaşma görüşmesi gerçekleştirdim. Yapılan görüşmede Sn. İnce, partililerine ve kendisine Cumhurbaşkanlığı adaylığı için imza veren 113 bin destekçisine saygısı nedeniyle, seçime partisiyle gireceğini ve adaylıktan çekilmesinin mümkün olamayacağını bildirmiştir.
Uzlaşının çıkmadığı bu durum Sn. Kılıçdaroğlu'nun bilgisine de sunulmuştur."
"MIŞ GİBİ YAPMAK
İnce, "kamuoyunda bu konu ile ilgili tepkileri bastırmak için olsa gerek adayların kesinleşmesinden sonra hatırlı dostları araya sokarak bazı teklifler yapılıyormuş gibi yapılmıştır" ifadelerini kullandı.
İnce sözlerine şöyle devam etti:
Her platformda siyasette ittifakların olabileceğini ama bu ittifakların menfaatler etrafında değil ilkeler etrafında olabileceğini söyledim. İlke ittifakı kurabileceğimiz partiler arasında da CHP ve İyi Parti olabileceğini ifade ettim.
Katıldığım bir TV programında dostlar aracılığı ile bir görüşme yapıldığını ilk kez ben açıkladım. Bu dolaylı görüşmelerde ilkesel bir ittifak yapılabileceği muhataplara iletilmişse de partimizi ziyaretleri öncesinde bir geri dönüş olmamıştır.
Bütün kamuoyu gibi bizde de (her ne kadar ziyaret adayların kesinleşmesine 24 saat öncesine bırakılmışsa da) partimizi ziyaretlerinde birinci ağızdan bir görüşme olur beklentisi oluşmuşken meselenin yakınından bile geçilmemiştir.
Daha sonra kamuoyunda bu konu ile ilgili tepkileri bastırmak için olsa gerek adayların kesinleşmesinden sonra hatırlı dostları araya sokarak bazı teklifler yapılıyormuş gibi yapılmıştır.
Benim ilk günden beri duruşum net ve açıktır: kişisel ikbal, makam, koltuk derdinde değilim. Öyle olsaydı zaten CHP'deki konforumdan vazgeçmezdim. Benim derdim memlekettir. Bu memleketi düze çıkarmak için yola çıktığımız bana inanmış, bu yola gönül vermiş insanları yolda bırakacak herhangi bir adım atmam.
Gerçekten istenilseydi ilkeler üzerinden bir ittifak kurulabilirdi. Gerçekten istenilseydi bu girişimler adayların kesinleşmesinden sonra değil, çok öncesinde yapılabilirdi. Kemal Bey'e yeterli ve doğru bilgiler verilmemiş de olabilir. Memleket Partisi'nin oy oranları ile ilgili belki kamuoyu gibi onu da yanıltmış olabilirler.
yüzden ben de onu suçlamak istemem. Bu meselenin uzatılmasını da doğru bulmuyorum. Bizi itham eden bir açıklama yapılmadığı sürece, bu konu ile ilgili son açıklamamdır. Ortak hedefimiz olan bu iktidarın gönderilmesi konusuna odaklanalım.
YALANLAMA YARIŞI
İnce'nin söz konusu açıklamaları gündeme bomba gibi düşmüşken bu kez CHP kanadından yeni bir açıklama geldi. CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, İnce'nin açıklamasından dakikalar sonra "Kamuoyunun Bilgisine; Memleket Partisi genel merkezine yapılan ziyaretin ardından aynı gün ve ertesi gün (29-30 Mart), Sayın İnce ile iki kez görüşme gerçekleştirilmiştir. Maalesef önerilerimize uygun bir yanıt alınamamıştır" dedi.
İNCE'DEN ENGİN ALTAY'A BOMBA
Engin Altay'ın açıklamalarına ve Fikri Sağlar'ın "Teklifi ben götürdüm" sözlerine tepki gösteren İnce, "Sayın Fikri Sağlar ziyaretime geldiğinde kesin aday listesi Resmi Gazete'de yayınlanmış, kura çekilmişti, iş işten geçmişti. Sayın Engin Altay bir açıklama yapacaksa kendisine 2018 seçim gecesi ile ilgili bana atılan iftiralar konusunda açıklama yapmasını tavsiye ediyorum. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ile yaptığımız görüşmede ise deprem bölgesi, seçim güvenliği ve troller dışında bir konu görüşmedik" dedi.
KİM YALANCI?
Hem Kılıçdaroğlu cephesinden hem İnce cephesinden gelen karşılıklı yalanlamalar sosyal medyada gündem oldu. Bazı kullanıcılar "Kim yalancı?" diye sordu.