YANGIN MERDİVENİNDEN KAÇTILAR
"Şüpheli" sıfatıyla ifadelerinin alındığı belirtilen Poyraz ve Nas, ifade işleminin ardından adliyeden ayrıldı.
Bu kişiler, basın mensuplarına görüntü vermemek için yangın merdiveni çıkışını kullandı.
KAYIT DIŞILIK VE USULSÜZLÜK İTİRAFI
Öte yandan CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik İmamoğlu'nun kasası Fatih Keleş'in balyalarca para sayma görüntülerini savunurken kayıt dışı parayı da itiraf etti.
Çelik, "Banka yoluyla değil de elden makbuz karşılığı bağış yapmak isteyen iş insanları olabiliyor." diyerek söz konusu paraların bağış paraları olduğunu öne sürdü. Çelik, 15.5 milyon liranın CHP İl Başkanlığı binası için verilen kapora olduğunu savundu.
Ancak bu ifadeleriyle "kayıt dışı" parayı da itiraf etti. Öyle ki Özgür Çelik söz konusu gayrimenkulün 40 milyon liraya satın alındığını, bunun 24.360.000 TL'lik kısmının CHP Genel Merkezi tarafından banka yoluyla ödendiğini, kalan paranın ise görüntülerde görülen paralardan elden ödendiğini söyledi.
Böylelikle Çelik, CHP Genel Merkezi'nin kayıt dışı iş yaptığı vergi kaçırdığını ve Anayasa Mahkemesi'ni yanılttığını itiraf etti.
KASASI VE MÜDÜRÜ BAŞROLDE EKREM İMAMOĞLU KENDİNİ AKLAMA DERDİNDE
Kasası ve müdürü başrolde olan Ekrem İmamoğlu'ndan ise akla ziyan bir savunma geldi.
Dün katıldığı Habertürk yayınında "Para beni ilgilendirmiyor" diyen Ekrem İmamoğlu, üzerindeki şaibeyi kaldırmak için CHP Genel Merkezi'ni ateşe attı.
Genel Merkezin 'kayıt dışı' para aldığını ima eden İmamoğlu, "Tabii bir iş öyle olmaması gerekirdi. Usul açısından hatalı, eksik" dedi.
5 MİLYON DETAYI! MAKBUZ ZORUNLU
CHP'li isimler paraların il başkanlığı binasının alımı için elden ödendiğini açıklarken kayıt dışılığı itiraf ederken Milliyet yazarı Prof. Dr. Erol Ulusoy 15 milyon liranın elden ödenmesini değerlendirdi.
Olaya vergi Usul Kanunu yönünden bakan Ulusoy, "7 bin lirayı aşan her türlü ödeme finansal kurumlar aracılığıyla, bankalar ya da ödeme aracı kurumları ile yapılmalı. Yani 7 bin lirayı aşan ve Vergi Usul Kanunu'na tabii bütün kişi ve kurumların ödemelerini bu şekilde yapmaları zorunludur. Elden ödeme yapmaları durumunda öncelikle usulsüzlük cezası kesilir ve bir vergi kaybı varsa, ki uygulamacılar bu duruma vergi kaçırma amacı taşıyabileceği yönüyle bakar, bir de vergi cezası kesilir"
PARTİLERDE FARKLI İŞLİYOR
Siyasi partiler de ise durumun farklı olduğunu anlatan Ulusoy şöyle devam etti:
"Siyasi partiler özelinde ise, Siyasi Partiler Kanunu'nun 70. maddesine göre siyasal partiler 5 milyon liraya kadar harcamalarını makbuz ve faturalandırmak zorunda değildir. Elden de ödeme yapabilirler. 5 milyon lirayı aşan herhengi bir ödeme ise; ister bir hizmet/mal satın alma olsun, ister bir taşınmaz olsun bunu mutlaka makbuz ya da fatura gibi bir belge ile belgelendirmesi zorunludur."
YANITSIZ SORULAR VE KİLİT İSİMLER
Paraların nereden geldiği, kimin cebine girdiği soruları yanıt beklerken çarpıcı detaylar da ortaya çıktı.
Şaibeli görüntüleri köşesine taşıyan isimler bu paraların buzdağının görünen kısmı olduğuna dikkat çekerken kilit isimlerin Ekrem İmamoğlu ile bağlantıları bir kez daha dikkat çekti.
Takvim o bağlantıları detaylarıyla yazmıştı.
Sabah yazarı Mahmut Övür şu ifadeleri kaleme aldı:
CHP il binasıyla ilgili skandal görüntülerin ikinci versiyonu soru işaretlerini daha da artırdı. Bu kez çantalarla gelen TL değil euro. Doğrusu CHP'ye euro desteği veren iş insanlarını(!) çok merak ettim. Ama daha çok merak ettiğim, CHP'yle ilgili bir işte olmaması gereken bir kişinin orada ortaya çıkması.
O kişi Tuncay Yılmaz.
PEKİ KİM BU YILMAZ?
Burada bir düzeltme yapmak gerekiyor; kamuoyunda bilinenin aksine zaman zaman ben de yazdım; İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun asıl sır küpü ve "kasası" denilen kişi Tuncay Yılmaz'dır. Fatih Keleş de önemli biridir ama onun daha çok "ihalelerden" sorumlu olduğu söyleniyor. İBB'den ihale alan bütün işadamları bu ayrımı iyi bilir.
Yılmaz, İmamoğlu'nun Beylikdüzü döneminden itibaren bütün özel işlerinde var olan bir isim. İmamoğlu'nun kendisine ait olan SSB Gayrimenkul şirketinin yönetim kurulu üyesi ve aynı zamanda Fatih Keleş'le birlikte İBB Spor Kulübü'nün mali işlerinden sorumlu. Para yine ondan soruluyor.
Peki CHP'nin İstanbul il binasının alınmasıyla nasıl bir ilgisi var?
Eurolar topladığı için olabilir mi? Bu ekibin önemli bir ismi daha var: Ertan Yıldız... İmamoğlu'nun hemşerisi olan Yıldız, danışman sıfatı taşısa da İBB yönetiminin en etkili ismi. Grubun çok geniş bir medya ve reklam ayağı olduğu da biliniyor. Siyasi ayağında ise iki isim öne çıkıyor: Gökhan Zeybek ve Özgür Karabat. Kamuoyu Karabat'ı, İETT otobüslerinin bakım ihalesini mali müşavirliğini yaptığı şirkete aldırdığı için yakından tanıyor. Sonra getirildiği görev çok daha manidar; CHP'nin mali işlerinden sorumlu genel başkan yardımcısı.
Görüldüğü gibi ekibin en sevdiği şey "para" ve parasal ilişkiler...
İstanbul, yaklaşık 5 yıldır İmamoğlu'nun oluşturduğu bu "konsey" tarafından yönetiliyor.
Bu arada şunun da altını çizelim: Son dönemde Fatih Keleş'in siyasetle arasına mesafe koyduğu, bir yere aday olmadığı ve Trabzon'a gidip uzaklaştığı da konuşuluyor. Acaba "çantalar dolusu para skandalı"nın patlayacağını hissettiği için mi?
GÜRSEL TEKİN KONUŞUR MU?
Bilemem ama işin bu boyutunu İmamoğlu dâhil avukatın şantajından söz eden birçok CHP'li biliyormuş zaten. Olayı en iyi bilenin de Gürsel Tekin olduğu, ilk görüntülerin ona gittiği ve onun da konuyu İmamoğlu'na açtığı siyaset kulislerinde konuşuluyor. Tekin konuşursa hem olayın tehdit boyutu hem de CHP gibi 100 yıllık bir partinin bu tür parasal ilişkilere ne karşılığı girdiği gerçeği daha net ortaya çıkmış olur.
Bu önemli, çünkü CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, "bir bölüm iş insanının" iktidardan "korktuğu" için paraları elden verdiğini söylüyor. Bu da açık açık kayıtdışı para alındığının itirafı.
Şu sorunun şimdi tam zamanı: Peki o işadamları mı korktu yoksa onlardan para alan siyasetçiler mi korktuğu için o isimler saklandı?
İBB Başkan adayı İmamoğlu bunlara cevap vereceğine yine "polemik" yapıyor.
Neyse ki İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma açtı ve ifadeler alınmaya başladı. Olayın göbeğinde yer alan Tuncay Yılmaz, Fatih Keleş ve Ertan Yıldız'ın yakın geçmişleri biraz araştırılırsa, sadece kayıtdışı para skandalı açığa çıkmaz, CHP siyasetini esir alan "algı imparatorluğu" da yerle bir olur..."
BU PARANIN KAYNAĞI NE?
Hürriyet Yazarı Abdulkadir Selvi de konuyu köşesine taşıyan bir diğer isim oldu. Selvi paranın kaynağını sorguladı.
Abdulkadir Selvi'nin meseleye ilişkin yazısı şu şekilde:
"4 saat boyunca paraların sayıldığı, Türk parasının yetmeyip, Euro'ların destelendiği, paradan kule yapıldığı tuhaf bir durumla karşı karşıyayız.
CHP İstanbul İl yönetimi tarafından yapılan her açıklama ise kuşkuların daha da artmasına neden oluyor.
KURUŞUNA KADAR ÖDENMİŞ
İşin merkezinde CHP'ye alınan il başkanlığı binası var. Ama il binasının parası CHP'nin Hazine yardımından kuruşu kuruşuna kadar ödenmiş. Ödemeler CHP'nin resmi banka hesabından yapılmış. Zaten Siyasi Partiler Kanunu'na göre partiler elden ödeme yapamaz, elden bağış alamaz. O kayıtdışılığa girer.
CHP'NİN HESAPLARINDA YER ALMIYOR
CHP'nin hesapları Anayasa Mahkemesi ve Sayıştay tarafından incelenmiş. İl binası için ödenen paraların banka dekontu CHP'nin hesapları arasında yer alıyor. Ama tam aksine CHP'nin hesaplarında bir avukatın bürosunda sayılan paralardan, tutulan tesellüm tutanağında yer alan 15 milyon 510 bin lira yer almıyor.
Yok eğer tapuda 24 milyon TL gösterilip üstü elden ödendiyse, o zaman CHP kayıtdışı para kullanmış ve vergi kaçırmış demektir. Bu da suçtur.
'NAMIDİĞER KAFA KOPARAN'
Para sayma görüntülerinde Ekrem İmamoğlu'nun kasası olduğu iddia edilen resmi danışmanı Fatih Keleş var. 4 saat boyunca deste deste para saymaktan dolayı parmakları yorulmuş olmalı. Belli ki para sesini çok seviyor.
Fatih Keleş'in namı Ankara'ya kadar ulaşmıştı. "Kafa koparan" diye konuşuluyordu. İmamoğlu'nun kasası denilmesi boşuna değildi. Çok fütursuz hareket ediyor. Bu gücü nereden alıyor diye soruluyordu. Müteahhitlerin ilk başvuru adresi diye konuşuluyordu.
İMAMOĞLU'NUN CANI
Ekrem İmamoğlu da para sayma görüntüleri çıktıktan sonra bile Fatih Keleş'i "Benim çok değer verdiğim can bir yol arkadaşım" diye savunma gereği duydu. Demek ki aralarında bizim de bilmediğimiz derin bir ilişki varmış.
Ferhat Murat'ın soruları
CHP kaynaklarında iyi haber almasıyla bilinen iletişimci Ferhat Murat, sosyal medya hesabından bazı sorular sordu.
1- Fatih Keleş her cuma İBB Florya konutunda, İBB yönetimini, daire başkanlarını ve müdürleri toplayıp talimatlar veriyor mu?
2- Fatih Keleş, mülkiyeti ormana ait olan, rezervi veya ruhsatı biten maden ocaklarını "kayıtdışı paralar alarak" birilerine peşkeş çekmiş midir?
Şu ana kadar bu sorulara cevap verilmedi.