Terör örgütü elebaşlarının daha evvel yaptığı "İç savaş çıkartırız" tehdidini bu kez daha da ileri taşıyan terörist Andok, 14 Mayıs'taki seçimlerin bir 3. Dünya Savaşı olduğunu, tıpkı birinci ve ikinci dünya savaşlarında olduğu gibi bölgede yeni bir "dizayn" yapılacağını iddia ederek, Suriye'nin kuzeyinde tasarlanan PKK terör devleti planını da itiraf etti. 14 Mayıs'a bir savaş gibi baktıklarını açıklayan terörist elebaşı Andok'un sözleriyle, 7'li koalisyonun kazanması halinde Türkiye'yi nasıl bir bölünme tehdidi beklediği gerçeği de daha net anlaşıldı.
"Üçüncü Dünya Savaşı sürecinde olma gerçekliğimiz bunu böyle anlamamızı zorunlu kılıyor. Çünkü Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra da, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra da bir dizayn gerçekleşti. İçinde bulunduğumuz Üçüncü Dünya Savaşı'ndan sonra da bir dizayn gerçekleşecektir. Bu kaçınılmazdır. Zaten savaşlar esas olarak bu temelde gerçekleştiriliyor. Şimdi bu savaşın tarafları var, hegemonik güçler var, bölgesel güçler var. Kürt ihaneti var ve bir de Kürt özgürlük eğilimini temsil eden ve giderek kendisini bölgesel düzlemde bir özgürlük eğilimine dönüştüren bir PKK, Önder Apo gerçekliği var. Ve bu savaş uzunca bir süredir sürüyor ve önemli bir eşiğe gelmiş durumda. İşte bu 14 Mayıs seçimleri, tam da bu bahsettiğimiz Üçüncü Dünya savaşı koşullarında, onun çok önemli bir aşamasında gerçekleşiyor." diye konuşan elebaşı Andok, "seçime değil savaşa gidiyoruz" sözleriyle de bölücü planlarını ortaya şöyle koydu:
"Evet seçim, mevcut olan savaşın bir parçası, bir aşaması gibi bir şey."
PKK'lı sözde yöneticilerden Xebat Andok, 7'li koalisyon ile nasıl aynı amaç üzere beraber hareket ettiklerini de itiraf etti. "Millet İttifakı'nı temsil eden güçler açısından da şöyle bir gerçeklik var. Onlar da 3. Dünya Savaşı koşullarını, bölgenin eskisi gibi olamayacağını biliyorlar ve savaş koşulları içerisinde Türkiye'yi kendileri yönetmek istiyor. Çünkü Türkiye'nin mevcut yönetim tarzının Türkiye'yi uluslararası alanda tecrit ettiğini, toplumu alabildiğince ayrıştırdığını, savaş politikalarının halkı getirmiş olduğu aşamayı görüyorlar. Bunu da bir propaganda malzemesine dönüştürerek, aslında iktidar mücadelesinde AKP-MHP ittifakının yaşamış olduğu zorlanmaların yarattığı rüzgarı da arkalarına alarak iktidar olmak istiyorlar. Klasik, bildik bir iktidar mücadelesi, sistem içi güç mücadelesidir. Bunun içinden Türkiye'yi yönetmek isteyen bir güç olarak öne çıkmak istiyor. AKP- MHP'ye göre kendince biraz daha Batı'yla uyumlu, biraz daha mevcut durumu restore etme gibi bir yaklaşım içerisinde. Bunlar sistemin iki ittifak gücünün temel yaklaşımı. 3. Dünya Savaşı koşullarını bu şekilde değerlendirmek istiyorlar. Bizim açımızdan, halklar açısından, Kürt Özgürlük Hareketi açısından da 3. Dünya Savaşı koşulları hem büyük özgürlük imkanları sunuyor, aynı zamanda büyük tehlikeleri de barındırıyor." sözleriyle de elebaşlarından Andok, 7'li koalisyon ve terör örgütü PKK ile PYD'nin Türkiye'yi bölme, uydu bir terör devleti kurularak bölgede Batı'nın istediği bir sömürge ülkesi oluşturma planını da açık etti.
CEMİL BAYIK TEHDİTLER SAVURDU
Geçtiğimiz günlerde açıklamalarda bulunan sözde KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı PKK'lı terörist elebaşı Cemil Bayık, terör örgütünün yayın organına konuşmuş, tek amaçlarının Başkan Erdoğan'ı iktidardan düşürmek olduğunu savunarak, 7'li koalisyon ve Kılıçdaroğlu'na oy verin çağrısı yapmıştı. "Bu seçimleri Türkiye demokrasi güçleri ile Kürt halkının özgürlük ve demokrasi güçlerinin daha fazla ortaklaşması süreci haline getirmek esas alınmalıdır." açıklamasıyla 7'li koalisyon ve HDPKK'nın ortak hareket etmesi talimatını veren elebaşı Bayık, terörist elebaşı Bese Hozat'ın ardından açık açık iç savaş tehdidinde bulundu. Skandal ifadeler kullanan Bayık, "Kaybetmesine rağmen iktidarı bırakmazsa bu durumda demokrasi güçleri direnerek bu faşist iktidarı yenilgiye uğratma mücadelesi içinde olmalıdırlar." diyerek iç savaş çağrısı yaptı.
TEK AMACIMIZ ERDOĞAN'I DÜŞÜRMEK
Tek amaçlarının Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ı devirmek olduğunu belirten Kandil'deki teröristbaşı, "Zaten demokrasi güçlerinin, demokratik güçlerin ben ya da biz milletvekili olmalıydık yaklaşımı olamaz. Daha iyi temsil önerileri olabilir. Ama bunlar küsme, kopma, tepki duyma gibi tutumlara gerekçe olamaz. Artık herkesin tüm gücüyle çalışması gerekir. Yeşil Sol Parti'nin seçimden en güçlü biçimde çıkmasını sağlamak; Tayyip Erdoğan'ı da düşürmek doğrultusunda oy kullanmak ve en güçlü biçimde bir sonuç almak önemlidir." dedi.
BU İKTİDARIN BİR AN ÖNCE İNDİRİLMESİ GEREKMEKTEDİR
Cumhur İttifakı'nın iktidardan bir an önce indirilmesi gerektiğini bunun için HDPKK'nın 7'li koalisyona hiç olmadığı kadar yakın hareket etmesi gerektiğini belirten terörist elebaşı Cemil Bayık şu ifadeleri kullandı:
"Bu iktidarın gerçekten de bir gün önce düşürülmesi ve Türkiye'nin bu iktidarın yarattığı kabustan kurtarılması gerekir. Yoksa Türkiye vatan-millet-Sakarya sloganlarıyla tarihinin en büyük yıkımıyla karşılaşacaktır. Kürtleri soykırıma uğratmak adına Türkiye'nin tüm dengelerini bozan, Türkiye'yi kirleten bu iktidar Türkiye'yi gelecekte daha büyük acıların yaşanmasına yol açan bir felakete doludizgin götürmektedir. Kürt düşmanlığı her türlü kötülüğün kılıfı yapılmakta; her türlü çirkinlik, kirlilik, zulüm ve sömürü bu kılıf altında gizlenmektedir. Kim kirli bir iş yapmak istiyorsa, kim Türkiye'nin kanını emmek istiyorsa vatan-millet-Sakarya diyerek Kürt düşmanlığı yapmaktadır. 1990'lı yıllarda kirliliğin ve sömürünün rantı olan Apo ve PKK düşmanlığı bugün o günkünden katbekat daha fazla artırılmış bulunmaktadır. Rêber Apo 1990'lı yıllardaki bu durumu devletin kirlenmesi, yozlaşması, çürümesi olarak ifade etmişti. Şimdi bu durum akıl almaz bir düzeye ulaşmıştır. Hala da bu kokuşmuşluk, çürümüşlük Kürt düşmanlığıyla örtülmeye çalışılmaktadır. Ancak bu çürümüşlük ve kötülükler o kadar açık hale gelmiştir ki, artık AKP-MHP yandaşları dışında kimse tarafından kabul edilmemektedir. Kürt düşmanlığı ile yaratılan parçalanma ve ötekileştirme şimdi tüm Türkiye toplumuna yönelik yapılmış bulunmaktadır. Kürt halkının özgürlük mücadelesiyle Türkiye'nin demokratikleşme mücadelesinin hiç olmadığı kadar buluşması ve ortaklaşması bu gerçekliğin sonucu olmaktadır."