YENİ Dünya Düzeni uğruna verilen savaşta küresel delirme zirveye çıktı. Irkçılığın ve terörün patlama yaşayacağı bir dönem "Ben geliyorum" diye adeta davul çalıyor. Trump Ocak ayında Amerika'da başkanlık koltuğuna oturmaya hazırlanıyor. Seçimde en büyük vaadi göçmenleri ülkesinden silip atacağı yönünde. "Amerikalı olmayanlar Amerika'yı terk edecek" diyor. Arkasında Amerikan derin devleti var.
Trump başkan olarak bir sembol.
Onun yaptığı tüm söylemler ise derin devletin önüne koyduğu konuşma metni. Karşısında ise Çin'i dünyanın fabrikası yapıp ABD'nin "Süper Güç" varlığını korumasını dinamitleyen ve İsrail'in kurucusu olan küreselciler ve onların ABD'de her yere sızdırdığı paralel yapılar var.
Savaşlardan ve kaoslardan beslenen enerji devi, bankalar ve medya ağına sahip, dünyanın en zengin ailelerinden oluşan küresel gücün Amerikan derin devletine soktuğu paralel yapılar da var. O yüzden Amerikan derin devletinin bir numaralı adamı Elon Musk, kendisine yöneltilen "Rus ajanı" iddiaları karşısında "Derin devletin hainleri beni yıldıramaz" diyordu. Derin devletle içindeki paralel yapının hainlerini ayırıyordu.
ABD'deki en büyük savaş bu. Derin devletin "Savaşları durduracağım" dedirttiği Trump ile savaşlardan beslenen paralel ve küresel güç savaşına şiddetle tanıklık edeceğiz. Amerikan derin devleti, ülkesinde yaşayan küreselcilerin Çin'i dünyanın fabrikası ve hızla en zengin ülkesi yapma operasyonuna adeta deliriyor. Çin'i hedefine koyarken, ABD'nin sırtından geçinip, asalağa dönen ve her yıl yüzlerce milyar dolar kayba neden olan Avrupa'yı da öncelikli düşman hedef ilan ediyor. Avrupa'yı bu hale getirenler de AB kurucusu küreselciler. O yüzden bambaşka bir dünya geliyor.
5 yıl içinde artık eski dünyayı konuşmayacağız. Yeni Dünya Düzeni, bu sistemi yıkma savaşı da bir beş yılı kapsıyor.
Nitekim ilk işaretlerini Trump daha koltuğa oturmadan almaya başladık. AB'nin iki lideri vardı.
Biri Almanya diğeri ise Fransa.
Trump'ın sağ kolu Elon Musk daha göreve başlamadan "Almanya'yı kurtaracak" olan partiyi işaret ediyor, 100 milyon dolar bağış yaptığı Alman faşist partisine övgüler yağdırıyordu.
Bu açıklama ve bağışın üzerinden saatler geçmeden Almanya'da bir araç Noel pazarına dalıyor, önüne geleni biçip öldürüyordu.
Saldırgan çok ilginçtir Alman vatandaşlığına yeni geçmiş, aynı zamanda Alman ırkçı partisi ve İsrail yanlısı daha da ötesi Müslüman karşıtı bir Suud vatandaşıydı. Ancak Amerikan derin devleti, çok yönlü, böylesine ilginç bir tipi sahaya sürebilirdi.
Almanya'da faşist partiye yol verecek bu eylemin akabinde Elon Musk tekrar sahne alıyor "Almanya Başbakanı derhal istifa etmeli, çünkü bu saldırıdan o sorumlu. Yaşasın faşist parti" diyordu. Aradan birkaç gün geçince de Almanya'da hükümet düşüyordu. AB'nin iki liderinden birine tokat indirilmişti.
Şimdi sırada Fransa vardı. Son 10 gündür Fransa'da da ABD menşeli bir saldırı bekliyordum.
Ancak Amerikan derin devleti hedef şaşırttı. Saldırıyı önceki gün kendi sınırları içindeki New Orleans kentinde hayata geçirdi. ABD ordusunda yıllarca görev yapan ve "Şerefli asker" ödülü alan bir Ortadoğu kökenli Amerikan vatandaşı New Orleans'ta Fransız mahallesine aracıyla dalıyor, yılbaşında önüne geleni eziyor, bununla da yetinmiyor silahını çıkarıp kurşun yağdırarak 15 kişiyi öldürüyor, 35 kişiyi yaralıyordu.
New Orleans yıllarca Fransız kolonisi olarak tarihe geçmişti.
Fransız bir şirket tarafından Fransa adına yönetilmiş, binlerce kızılderiliyi öldürmüştü.
Amerikan yerlilerinin yıllarca Fransızlar'a karşı savaştığı bir şehirdi. Fransızlar'ı kovmak için 230 Fransız'ın öldürüldüğü yerli isyanıyla birlikte Paris'in dehşet saçtığı, yerli kafalarını getirip Elyese Sarayı'nda sergi açtığı günlere tanıklık etmişti. Ardından Napolyon Bonapart New Orleansı Amerikan kolonilerine paraya satmıştı. Ancak orada yaşayan Fransızlar'ın yoğunluğu hiç bitmedi. New Orleans saldırısını düzenleyen hem "Amerikan ordusu şerefli asker" ödüllüydü hem de arabasında DEAŞ bayrağı taşıyordu. Bu da normaldi. Trump zaten "DEAŞ'ı biz kurduk" diyordu.
Hemen akabinde Elon Musk'ın ürettiği araba, Trump'ın Las Vegas'taki otelinin önünde bomba patlatılmak üzere havaya uçuruluyordu. Avrupa kendisine yapılan Amerikan derin devleti menşeli saldırılara hemen böyle cevap veriyordu.
Saldırıları gerçekleştirenlerin Ortadoğu kökenli olması Avrupa'da da ABD'de de göçmen karşıtlığı ırkçılığı ve "Ulus devlet" projesini destekleyecekti.
Trump göçmenleri kovma projesine kamuoyu desteği alırken, Avrupa'da AB''nin dağılmasını isteyen ırkçılar iktidara yürüyecekti. Proje buydu.
Uygulamaya geçildi. Önümüzdeki günler, kanla beslenen, ölüm tarlaları üzerinden refah kuran zalimlerin terör ve ırkçılık girdabında çığlık atacağını gösteren en belirgen fotoğraf.
Dünya bambaşka bir döneme giriyor. Tüm bu saldırılardan şu an için en çok kazanan İsrail gibi gözükse de bu asla uzun bir dönemi kapsamayacak.
Tüm dünya katil Netanyahu yargılanacak mı sorusunu tartışırken gündem bir anda Noel saldırılarına dönüştü. İsrail'in katliamlarını pek konuşan kalmadı.
Ancak ABD olmasa İsrail bir hiç. Tüm varolma dayanağını başka bir ülkenin sırtına vuran bir İsrail'in yaşama şansı olabilir mi?
Şimdiden nüfusun onda biri yani 1 milyon İsrailli ülkesinden kaçtı.
Kalanların da zaten yarıya yakını Filistinli ve Müslüman.
11 Eylül saldırılarından sonra ABD'de devlet kademelerinde görev yapanlardan tutun da kongre üyelerine kadar önüne gelen başına Yahudi ibadetlerinde kullanılan Kipa takarak işe gidiyordu. Şimdi kimse Kipa takamıyor. Bu zulüm, soykırım ve buna ortaklık Kipa'ları adeta ceplere gömdü. Çünkü dünyanın her yerinde öfke ve nefret var.
Bunun tek nedeni soykırım ve buna ortaklık.
ABD'de de, İsrail ve onu kuran küreselciler ve oluşturdukları paralel devlet yüzünden tüm dünyada nefret edilen bir ülke haline geldi. Kendisine Çin ve Avrupa'yı bela eden Siyonist küreselciler yüzünden hem de.
Tek kurtuluşları ABD'yi ahtapot gibi saran Siyonist paralel devleti tasfiye etmekten geçiyor. Ya bunu yapacaklar ya da boğulup gidecekler. O yüzden Yeni Dünya Düzeni'ne geçiş çok kanlı olacak.
Batının tamamı büyük darbe alacak. Rusya da bunu fişekliyor, Avrupa'nın fiber bağlantılarını ve doğalgazını kesiyor, enerji krizini tavan yaptırıyor. Önceki gün NATO'nun gizli bilgileri hacklendi. Çin siber saldırıları zirveye çıkardı. NATO'dan "Artık kayıplarımız tahammül sınırını çok aştı" açıklaması geldi.
Zulme ortaklık edenleri sadece terör-konvansiyel-ekonomik savaşlar değil belki de birçok ülkeyi karanlıkta bırakacak dijital savaşlar da bekliyor. Böyle bir ortamda Türkiye'nin daha güçlü olması ve çok çalışması gerekiyor.
Etrafındaki terör bataklığını kurutması hayati önem taşıyor.
Ankara'nın bölgemizdeki tüm hamlelerine bu açıdan bakmamız şart. Bu sözüm bizim muhalefete değil. Onlar baksa da göremez!