Hiper ezikler

Eklenme Tarihi 30 Aralık 2024

YAZARKEN en keyif aldığım konuların başında bu memlekette yaşayıp da Batı hayranı takılan ittihatçı kafaların ezikliğidir. Onların bu hiper ezikliğini sizlere aktarırken büyük keyif alırım. Kompleksli "Biz yapamayız Batı yapar" kafasındaki bu zevatları teşhir etmek bana bir başka haz verir.

8. Kayı Boyu, Ertuğrul Gazi önderliğinde Söğüt'e ulaştığında nüfusu yaklaşık 400 çadırdı. Bu 400 çadırdan birinde Osmangazi ve 600 yıl üç kıtaya hükmedecek bir cihan imparatorluğu doğdu. Bir avuç yiğit delikanlı o dönemde "Biz yapamayız. Batı her şeyin iyisini becerir. Biz ezik takılalım. Batı'dan afferim almak için kendimizi yırtalım" asla demedi. Tam tersine asla ezik ve kompleksli takılmadılar. "Biz yaparız" dediler. 400 çadırla yepyeni bir dünya düzeni kurdular. Bugün geldiğimiz noktada ise içimizde her şeye muhalif, o Cihan imparatorluğunu parçalamış Batı'ya hayran ezikler güruhu aramızda dolaşmaya başladı. Üstelik tüm dünyanın hayran olduğu, çağ açıp çağ kapatan ecdadına sövmeyi çağdaşlık noktasına getiren bu zavallı ezikler güruhu, devletin yaptığı her atılıma, hamleye, yatırıma Batı ağzıyla saldırmayı kendine ideoloji edindi adeta. Dünya Türk savunma sanayiini konuşurken, bu ezikler "Maket bunlar maket. Uçsun bu uçaklar anıracağım" diyecek kadar ittihatçı maket kafa takıldı.

Dünyanın 1 numaralı İnsansız Hava aracı üreticisi konumuna gelen ve bu alanda yeryüzü piyasasının yüzde 60'ını ele geçiren Bayraktar ailesine bile utanmazca saldırdılar. 400 çadırla cihan imparatorluğu kuranların torunları bugün milyonlarca gençle Teknofest imparatorluğunu hayata geçirdi. Milyonlarca proje muazzam bir veri tabanı oluşturdu. Bayraktar ve peşinden koşan milyon gencimiz artık kabına sığmıyor.

Bayraktar grubu önceki gün İtalya'da farklı ülkelerden teklifler veren rakiplerini geride bırakarak, girdiği ihalede İtalyan devi havacılık şirketini satın aldı.

Bizdeki ezikler Bayraktar grubunu "Maket yapıyor" diye suçlarken, bugün en yakın Amerikalı rakibinden 3 kat daha büyük global bir şirket haline geldi. 35 ülke şu ana kadar Baykar'ın ürettiği SİHA'ları adeta kapıştı. Çok sayıda ülke de sırada. Sadece insansız hava aracı satılarak iş bitmiyor.
Ülkemizden bu SİHA'ları alanlar yıllarca teknik destek ve mühimmat konularında da Türkiye'ye bağımlı olarak Ankara'yı bir çekim merkezi ve Güç haline getiriyor.

Savunma Sanayii'ndeki bu hamlelerimiz nedeniyle İsrail basını sürekli "Türkler İslam NATO'suna doğru gidiyor.
Pakistan ile işbirliği yaparak nükleer silah alanında ciddi adımlar atıyor. Ülkeleri silah üretimi ile Ankara'ya bağlıyor.
Suriye'yi de cebine koyarak Doğu Akdeniz'deki petrol ve gaz rezervlerine güçlü erişim sağlama yoluna gidiyor.
Böylece enerji merkezine dönüşerek uluslararası arenada muazzam bir ekonomik ve siyasi güç olmaya koşuyor.
Bu gidişle bölgede her yer Türklerin eline geçecek" diye avaz avaz bağırıyor.

Akdeniz'de gövde gösterisi yapan Donanmamızın geldiği noktayı, hiçbir gücün bunu durduramayacağını ilan ediyor.
400 çadırla cihan imparatorluğu kuranların torunları harıl harıl çalışıyor.

Yepyeni projeler hayata geçirilmek üzere geri sayım yapıyor. Sadece Roketsan'dan "Şu ana kadar hiç açıklamadığımız 40 proje için gece gündüz çalışmalar yapılıyor. 2000 Türk şirketiyle çalışıyoruz" açıklaması geliyor. Sadece Roketsan çalışanları değil sektörde yer alan binlerce kişi de bu hamlelerin getirisinden faydalanıyor. Ses hızının çok üzerinde balistik füzeler dahi SİHA'larımıza entegre edileceği günlere ulaşmak üzere. Yani sizin anlayacağınız "DEMİR PENÇE" geliyor. Hava savunma sistemlerimiz, GÖK KUBBELER, turbo motorlar yolda. "Somali'de işimiz ne" diyen bizim eziklere inat oradayız. Kızıldeniz'i kontrol ederek Akdeniz'e kadar geniş yelpazede güç oluşturmak, enerji rezervleri ve bölgenin zenginliklerinden pay almak isteyen alakasız akbabaların oyununu bozuyoruz. Balistik füze denemeleri için güvenlikli alana ihtiyaç var. Bu alanda füze deneme tesislerini
Somali'de kurarak, Hint Okyanusu'na deneme atışları yapmaya hazırlanıyoruz. Aynı bölgede uzaya fırlatılacak roketler için üsler kuruyoruz.

Projeleri ve hayata geçirilenleri buraya yazmaya kalksak sayfalara sığmaz. Onun içindir ki Alman Die Welt "Türkiye Batı'ya kafa tutabilecek çapta muazzam bir Savunma Sanayii inşa ediyor" diye manşet atıyor. O yüzden World Poitics Rewiew "Batı dünyası şunu kabul etmeli.
Türkiye bir SİHA süper gücü merkezi oldu" diye haykırıyor.

Bizim maket kafalı ezikler "Maket bunlar uçmaz" diye kişnerken, elin adamı uzmanlar binlerce kilometre öteden nasıl SİHA süper gücü olduğumuz hakkında sayfalarca makale yazıyor. ABD'nin en saygın dergisi Forbes bile "Türkler hiper savaş yeteneği olan bir ordu kuruyor" diye ağlarken bizim eziklerin attığı çamurlar, onların kompleks deryasında nasıl çırpındıklarını, artık kendilerini kahkahalarla gülünecek noktaya nasıl getirdiklerini adeta gözlere sokuyor.

Bizim eziklere sürekli yazdığı makalelerle yalan bilgi pompalayan, İsrail'in ABD'deki lobisi CFR'de tetikçilik yapan, darbeleri savunan Michael Rubin gibi ezikler bile artık dünyada ciddiye alınmayan komik bir ahmağa dönüştü. Bu zavallı Türkiye düşmanına artık sadece Yunan gazeteleri yer veriyor.
Türkiye güç kazandıkça deliren ve şizofrene dönen Michael Rubin bile "Türkiye'ye gönderilen ABD yapımı teknolojiler, Türkler tarafından tersine mühendislik ile artık kolayca çözülüyor. Türk SİHA üretimi yaptırımlarla engellenmeli" diyerek anırıyor.

Türkiye'yi durdurmak isteyen bu tetikçilerin ve arkasındaki güçlerin ellerinden terör belasını da alıp tarihe gömdüğümüzde bu ülkenin nasıl şaha kalkacağını hayal bile edemezsiniz. Bizim zevzeklere gelince... Onlar "Maket bunlar maket" diye öterek Michaellere sufle yapıyorlar. Şimdi bu hiper ezikler komedi dans grubuna döndü. Utanmadan dünyanın parmak ısırdığı ve öve öve göklere çıkardığı savunma hamlelerimize saldırıyor, ardından muazzam bahanelerle kıvırıyor, başlarını kuma gömüyorlar. Bu konuda, yani kıvırmakta çok mahirler. Dedik ya... Bunlar komedi dans grubu işte. Tabii iyi kıvıracaklar.

Boynu bükük ezik kalmaya da devam edecekler. 400 çadırla cihan imparatorluğu kuran ecdadına sövenden hayır beklenir mi? Kötüden iyilik asla doğmaz.