Musk savaşı başladı

Eklenme Tarih 18 Kasım 2024

TÜRKİYE için en büyük tehlike ne? Ben maalesef bu sorunun cevabını dışarıda değil içeride arıyorum.
Dünya bambaşka, hayal bile edemeyeceğimiz bir döneme giriyor. İnanılmaz değişiklikler, yenilikler, teknolojik gelişmeler ve bunu getirdiği güç savaşları, kaoslar ve gerilimler yüzyılına hızla ilerliyor. Petrolün tahtı sallanıyor. Trump'ın seçim vaadlerinden biri de petrol kuyularının ABD'deki sayısını artıracağı yönündeydi. Bunun açılımı "Bir an önce ülkemizdeki petrolün tamamını çıkarıp hemen satmak ve yeni enerjiye geçmek" demekti. ABD kısa bir zamanda son dönemin en büyük petrol satıcısı haline geldi. Son 6 yıldır rekorlar kırarak dünyanın en çok petrol satan ülkeleri arasında birinci sırada. Trump üretimi daha da artırıp rezervleri bir an önce eritmeyi planlıyor. Nitekim dün Enerji Bakanlığına siyasi tecrübesi olmamasına rağmen petrol endüstrisi yöneticisi Chris Wright'ı seçti. Petrolcünün seçilmesi, yakın bir zamanda daha fazla petrolün piyasaya sürülmesi, fiyatların tepetaklak olması anlamına geliyor. İşin uzmanı olanlar şu anda Batı basınında, 71 dolar civarında olan petrol varil fiyatının yakında 40 dolarlara düşeceğini avaz avaz bağırıyor.
Peki, Trump neden bir an önce ABD topraklarındaki petrol rezervlerinden bol satış yaparak kurtulmak istiyor. Bunun cevabı da aile fotoğraflarına dahi soktuğu, evinden çıkarmadığı, yeni Amerikan yönetiminde görev verdiği, neredeyse sağ kolu ilan ettiği dünyaca ünlü iş adamı Elon Musk'da yatıyor. Musk bir tweet attı. "Su motorumu az önce serbest bıraktım. Tüm otomobil sektörünü tekrar yok edeceğim" diye. Ürettiği araba markası Tesla'nın odak noktasını, pil gücünden hidrojen gücüne çevirdiğini söyledi. Su motoru sadece başka bir seçenek değil, otomotiv sektörünü ve ötesini tamamen dönüştürebilecek büyük bir yenilik olarak tanımlanıyor.
Yani bir başka deyişle dünyadaki petrol savaşlarının yerini "SU savaşları" alacak gibi görünüyor.
Çok sayıda petrol şirketi su motorları yüzünden iflas edip, kapanacak. Bunun da anlamı petrol sektörünü elinde tutan dünyanın en zengin ailelerinin trilyon dolarlar kaybetmesi demek.
Küresel gücü elinde bulunduran bu aileler, seçim sonuçlanır sonuçlanmaz Elon Musk'a saldırıya geçtiler. Seçimlerde destekledikleri Kamala Harris listesinden kongreye giren kukla demokratları Elon Musk'ın üzerine saldılar. ABD'de şu an petrole su ile darbe vurmaya çalışan adama karşı misk gibi bir "MUSK SAVAŞI" patlak verdi. Bunun kokusu hemen çıktı.
Zaten Musk da "Misk" kokusu anlamına geliyor. Petrol zengini küreselci ailelerin oyuncağı olan demokrat milletvekiller ve senatörler, Pentagon ve Adalet Bakanlığı'na çağrı yaparak Elon Musk hakkında derhal bir soruşturma açılmasını ve yargılanmasını istediler. Hatta "Rusya'ya casusluk yapmış olabilir" diyerek bir suç da buldular. Elon Musk 2022'de Rusya Devlet Başkanı Putin ile görüşmüştü.
Yakın arkadaşlarından biri "Elon bana Putin ile nükleer silahlar üzerine konuştuklarını söyledi" iddiasında bulundu. Musk "Hayır, Putin'le nükleer silahlar üzerine muhabbet etmedik. Sadece uzay çalışmalarını konuştuk" diye reddetse de Demokrat senatörler oralı olmadı. Dış İlişkiler Komitesi'nin kıdemli üyelerinden Senatör Jeanne Shaheen ve Senato Silahlı Hizmetler Komitesi Başkanı Jack Reed, ABD Başsavcısı Merrick Garland ve Pentagon'un genel müfettişine, Musk'ın Rus yetkililerle yaptığı görüşmelere ilişkin çıkan haberlerin ardından, Musk'ın SpaceX programlarına katılımının, olası bir uzaklaştırma açısından araştırılması gerektiğini söyledi. Uzaklaştırma, belirli sözleşmelerden ve ayrıcalıklardan dışlanma anlamına geliyor. Musk, ABD Savunma Bakanlığı ile milyarlarca dolarlık anlaşmalar imzaladı. Bunların içinde 1.8 milyar dolarlık "Geniş bir casus uydu ağı kurma ve bir istihbarat topluluğu oluşturma" sözleşmesi de var. Musk'ın uzayda 7 bin uydusu bulunuyor ve bu da onu küreselcilerle savaşan Pentagon'un yani askerlerin bir numaralı adamı haline getiriyor. Senatörler, yazdıkları ortak mektupta "ABD'nin bilinen bir düşmanı olan Rusya ile ABD hükümetinden milyarlarca dolar fon alan Musk arasındaki bu ilişkiler, Musk'ın bir hükümet yüklenicisi ve izin sahibi olarak güvenilirliği konusunda ciddi soru işaretleri oluşturuyor" diyerek savcıları "Casusuluk soruşturması" açması için harekete geçmeye çağırıyor. Belli olan şu ki, ABD'de "Otomotiv sektörünü suyla yok edeceğim" diyen ve oğlunun ölümüne yol açan LGBT'nin arkasındaki küresel güçlere savaş ilan eden Elon Musk, bu dönemde hedef tahtasında olacak. Bu tablo da Trump'ın, sağ kolu ve aile üyesi olarak gördüğü Elon Musk'la birlikte küreselcilere karşı büyük bir savaşa gireceğinin adeta göstergelrinden biri oluyor.
Bunun yanında Yapay Zeka'dan tutun, robotlara, insansız araçlara kadar muazzam teknolojilerin dünyaya hakim olacağı ve bunun savaşlarının yaşanacağı bir döneme giriyoruz.
Çin nükleer füze sayısında birinci olan Rusya ve onu ikinci olarak takip eden ABD'ye yetişmek için olağanüstü yatırımlar yapıyor.
Ruslar uzayda hasım uyduları yörüngelerinden çıkarıp düşürecek silahlar üretiyor. Ukrayna bile ABD yardımı kesebilir korkusuyla ayakta kalabilmek için "Katil robotlar" üretti.
İnsansız küçük dronlardan oluşan ve 50 dolara mal olan bu katil robotlardan binlerce seri üretime geçti ve elektro manyetik dalgalarla düşürülemiyor.
Bilgisayarla bağlantıları kesilse bile koordinatları verilen hedefi kendi karar vererek gidip vuruyor. Avrupa Birliği 2030'da fosil yakıtlardan "Hidrojen" enerjisine geçme kararı aldı. Su savaşları bile kapıya dayandı.
Dünyada savaşlar ekonomik boyuttan tutun teknolojik devrimlere kadar evriliyor, uzay savaşlarının sinyalleri artık daha yakından duyuluyor. Böyle bir ortamda Türkiye de büyük yol katetti. Yapay Zeka ve insansız hava-deniz-kara araçlarında adeta devrim yaptı. Yeni enerji arayışlarına ve savunma sanayiine tarihinin en büyük yatırımlarını yaptı. Uzay araştırmaları merkezi dahi kurdu. Kendi ürettiği uyduları uzaya yerleştirerek şu anda dünyanın her yerini noktasına kadar görüyor ve her yeri dinliyor. Ankara bu yatırımları yakın geleceği görerek yaptı.
Ancak bizim muhalefetin tüm bu gelişmelerden zerre haberi olmadığı gibi, silah ve enerjiye yapılan yatırımlara şiddetle saldırıyor. Muazzam bir akıl tutulması yaşıyor. Savunma, enerji, teknoloji konusunda zerre proje, öngörü, hazırlık, bilgi ve gündemleri yok. Otobüsleri hatta yürüyen merdivenleri dahi yürütemiyor, kazandıkları şehirlerde çöp dağları oluşturup, denizleri kokutuyor, sadece 40-50 milyonluk konser ve sloganlarla gidiyorlar. En başta da dediğim gibi bizim için en büyük tehlike; bu dünyadan bihaber görünümdeki muhalefetin sıfır vizyon ve proje ile iktidara talip olmasıdır. Dünyanın parmak ısırdığı savunma sanayiimizi bile yargılamaktan bahseden bir muhalefetimiz var maalesef. Bu vizyonsuz dünyadan bihaberlerin iktidarını düşünmek bile istemiyorum.