AB Anlaşması'nın 2. Maddesi, Avrupa Birliği'nin dayandığı temel değerleri şöyle vurguluyor:
"Avrupa Birliği, insan onuru, özgürlük, demokrasi, eşitlik, hukukun üstünlüğü ve azınlıklara mensup kişilerin hakları da dahil olmak üzere insan haklarına saygı ilkeleri üzerine kurulmuştur."
Metin fena değil. Ama özellikle bazı ülkelerdeki uygulamaların burada yazılanların tam tersi olması, ciddi bir mesele.
Özgürlük bahsini onlardan öğrenmemize gerek yok. Ancak, kavramla ilgili Avrupa kaynaklarının tamamındaki 'kişilerin özgürlüklerinin başkalarının özgürlüklerinin başladığı yerde bittiği' esasını sıklıkla ihlal etmeleri, ibretlik…
Tabii özellikle de 'Doğu/doğulu için yeterlidir' anlayışına sahip AB üyesi Fransızlar, bizim bilmediğimiz başka kaynakları referans alıyorsa, durum değişir.
Bireysel özgürlükler bir yana, ama Müslümanların tamamının özgürlükleri hususunda bile çifte standart uygulamaları, çok vahim. İnsanların kutsalları özgürlükleri ile yakından alakalıdır, malum.
Güya mizah dergisi olarak geçinen Charlie Hebdo isimli paçavranın, Müslümanların kutsalı ile ilgili tecavüzkar tavırlarını özgürlükle izah etmeye çalışmak, insan aklıyla alay etmek.
Provokasyon peşindeki derginin yaptığı mizah değil, Müslümanların kutsallarına hakaret… Alçaklığa 'ifade özgürlüğü' bahanesiyle sahip çıkmak da yöneticilik değil düpedüz acizlik!..
Mizah denilen kavramın nezih olmayı gerektirdiğini bilmeseler de, dünya üzerinde yaşayan iki milyar Müslümanın özgürlüklerine tecavüze kalkıştıklarını, dergiyi çıkaranlar ve destek olanlar iyi biliyorlar.
Yüzde 10'a yakını Müslümanlardan oluşan Fransa'nın Cumhurbaşkanı Macron'un, göreve başlarken Müslüman vatandaşlara farklı muamelede bulunacağı sözü verip vermediğini, bilmiyoruz. Ama yaptığı, bu.
Koltuklarını muhafaza için kendilerini oraya oturtanların uşaklığına soyunanlar, Avrupa ülkelerinin problemi. Nereye doğru gittiklerinin farkındadırlar inşallah…
YENİ TEZGAH!..
Derginin 2015'deki karikatürleri tekrar yayınlaması sonrası yaşananlardan ders alamayan Macron'un, Peygamber Efendimiz'e (sav) hakaret karikatürlerini devlet binalarına yansıtıp, lise kitapçıklarına konulması talimatı vermesi, akıl ve mantıkla bağını kestiğinin işareti.
Gelişmeler üzerine Fransız mallarını boykot çağrısı yapan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef alan derginin son yaptığı da, Fransızlara has bir şekilde 'tüy dikmek'…
Doğu Akdeniz'deki gelişmeler üzerinden AB ülkelerini Türkiye'ye karşı kışkırtmayı deneyen Macron, şimdi ilgili dergi üzerinden benzer tezgahlar peşinde.
Fransa, Almanya, Hollanda ve başka bazı ülkelerdeki son gelişmeler, Avrupalıların medeniyetin zirvesi oldukları iddiasını taşıyamadıklarının göstergesi.
Özgürlük sınırlarını utanmazca zorluyor ve gelişmeleri izleyenlerin Avrupa denildiğinde zihinlerinde uyanan olumlu her şeyi berhava ettiklerine bile aldırmıyorlar…
Sırtına vurup elinden lokmasını aldıkları Türkiye yerine, kendi ve bölgesinin menfaatlerini hakkıyla koruyan Yeni Türkiye, Avrupalıların dengesini bozmuşa benziyor.
Türkiye'ye, 'Doğu Akdeniz'deki faaliyetlerini durdur ki enerjiye el koyalım, Suriye'de terör koridoruna izin ver ve Kafkasya'da Azerbaycan'ı desteklemeyi bırak…' diyemedikleri için, dinimizin kutsallarına ve diş geçiremedikleri Cumhurbaşkanımıza hakaret ediyorlar.
Medeniyetin zirvesinde bulunduklarını iddia edenler, medeniyetin değil, alçaklığın zirvesinde yani…
Olup bitenlere Avrupalıların gözü ile bakan ve onlardan yana tavır alanlar, ayrı ve daha önemli bir konu…