Ama ağzından çıkanı duymayan çok isim var.
Pek çoğu siyasetçi... 3. BİR EL DÜĞMEYE BASMIŞ ve "ORTALIĞI KARIŞTIRIN!" emri vermiş gibi. Kontrolsüz giden pekçok şey var.
İzaha muhtaç çok nokta ortada duruyor.
Bakın 1990'larda DEVLET, PKK'yı ve bölgeyi DÜŞMAN gibi görüp müdahale ediyordu. O günkü devlet refleksi böyleydi.
Bugün ise olaylara müdahale eden ama hukuku öne alıp bölgeyi kucaklamak isteyen bir anlayış var.
Arada böyle önemli bir çizgi olmasına rağmen özellikle HDP bunu görmezden gelip olayları tırmandırıyor ve kaşıyor.
Devlet, kimseye bir faydası olmayacak noktaya çekilmek isteniyor.
Neyse...
Her taraf mayın... "Nerede ne zaman patlayacağı belli değil" gibi bir algı oluştu.
Verilen bunca şehitten sonra bütün bunlar normal.
Ancak bir de mayınların, bombaların bir hikayesi vardı!
Görmediğimiz bir el ve onun organizasyonu vardı!
Dönün birkaç ay önceye...
Mesela Mayıs'tan itibaren GENELKURMAY internet sitesine bakın. Hemen hemen her gün, hatta aynı gün içinde birden fazla "Sınırı geçmek isteyen kaçakçılar dur ihtarına uymadı; etkisiz hale getirildi" haberleri veriliyordu.
Kaçakçılarla çatışma ve temas olağan bir hal almıştı.
Devlet de bunu açık ve şeffaf olarak paylaşıyordu.
İsim, sayı, saat, tarih verilerek yapılan açıklamalarda bir şeyi atlıyorduk. Kaçakçıların kim olduğunu!
MİT'in katkısıyla asker bölgedeki KAÇAKÇIYI durduruyor ya da etkisiz hale getiriyordu.
Atlarla, eşeklerle sınıra dayananların mazot ya da benzin getirdiğini sanıyorduk. Oysa o kaçakçıların pek çoğu PKK adına TAŞIYICI görevi yapan elemanlardı.
IŞİD'in KOBANİ'yi basmasından sonra BATI, PYD'ye uçak uçak silah attı.
Kürtler'e destek olarak verilen silahların can alıcı kısımları atlarla, eşeklerle PKK'ya iletildi.
Kaçakçı kisvesi altında tabii.
Tespit edilen çok sayıda kaçakçı grubu etkisiz kılınırken 900 kilometrelik sınırda gözden kaçanlar da oldu.
Olması da doğaldı. Coğrafi şartlar PKK'ya avantaj sağlıyordu. Geçirilen o mayın ve bombalarla birlikte IŞİD'den elde edilen BİLGİ de beraberinde geldi!
PKK bu bilgilerle daha önce hiç kullanmadığı bir metodla tanıştı. Yani IŞİD, PYD ile çatışıyor, Batı hem IŞİD'e hem PYD'ye yardım ediyor ama konu Türkiye olunca herkes ellerini birleştirip PKK'lı teröristleri BOMBA UZMANI haline getiriyordu. Denklem buydu! Herkes karşımızdaydı!
Birileri de bunu görmezden gelip faturayı Ankara'ya çıkarma telaşındaydı.
Özellikle olayları tartışmamız engelleniyor, dar bir alana hapsediliyorduk. Kimsenin BEŞTEPE dışına çıkmasına izin verilmiyordu. Gerçekler değil ALGILAR tartışılıyordu!
Devam...
Onlar bu işbirliğinin temelini atarken devlet de bölgeye YOL, yani hizmet götürmenin mücadelesini veriyordu.
İhalelerle pekçok karayolunun yapımına karar verildi. İşi alan müteahhitler bölge halkına iş imkanı olsun diyerek işçileri bölgeden temin etti. Ancak bu işçiler yol yapım çalışmalarında görev alırken PKK'nın isteklerine de boyun eğdiler. Çoğu tehditle... PKK istediği yere gelip istediği bombayı koydu. Mekanizmanın HAVA ALDIĞI bir KABLO ise dışarıda bırakıldı.
Eylem yapılacağı zaman da hedefe konulan ekibin hareketi gözcülerle bombayı ateşleyecek teröriste bildirildi.
İşaret alındığında pilli mekanizma ile uzaktan patlatıldı.
Devlet aş ve iş götürürken birileri ihanet etti.
İşte DAĞLICA'daki hain saldırı da böyle gerçekleşti.
Peki ondan sonra ne oldu? Yazalım... Dağlıca'daki peşpeşe gelen saldırı haberlerinden sonra Genelkurmay'dan gelen emir üzerine 8 JANDARMA ÖZEL TİM'i bölgeyi emniyete almak için zor hava koşullarında olay yerine intikal etti.
Önceden belirlenen noktalar emniyete alındıktan sonra asıl darbeyi vuracak olan 2 ÖZEL KUVVETLER TABURU olayların yaşandığı alana indi. Bu saatten sonra filmlerdekini aratmayan sahneler yaşandı. Belki üçüncü bir saldırı için pusuda bekleyen PKK'lılar Özel Kuvvetler taburunun arkadan geldiğini görünce Irak istikametine doğru yol aldı. Hızla kaçmaya başladılar. Bölgedeki PKK'lı sayısını tam olarak bilmeyen TABUR önce tepki vermedi.
Ancak bölgenin boşaldığını farkettikleri anda peşlerine düştüler.
Büyük kovalamaca başladı.
PKK'lılar kaçıyor, ÖZEL KUVVETLER'in bir taburu kovalıyordu. Bu kovalamaca tam 1.5 saat sürdü.
İki grup halinde kaçtıkları tespit edilen 20'şer kişilik iki PKK'lı grup, sınırın hemen dışında kıstırıldı.
Özel Kuvvetler'in başındaki YARBAY, PKK'lı iki grubu imha emri vermişken HAVA KUVVETLERİ kendini gösterdi. Uçaklarla ÖZEL KOD'tan görüşen YARBAY, iki terörist grubun saklandığı alanı tam olarak işaretledi.
Hava'dan "Tamam" cevabı gelince birliğini alarak güvenli bölgeye çekildi. Arkasından Hava Kuvvetleri'ne ait F-16'lar işaretlenen alana bomba yağdırdı. 40 kişilik PKK'lı grubun 32'si öldürüldü. Kalanlar da dağılarak kaçmayı başardı. Dağlıca saldırısından sonra kendilerini gösterenler bir buçuk saat içinde imha edildi.
Bu net!
Peki devletin müdahale gücünü bildikleri halde birileri ne yapmak istiyordu! Hedefleri çoktu!
Ama ilk olarak EYLEMLERİNİ DOZUNU ARTIRIP SEÇİMLERİ İPTAL ETTİRMEK İSTİYORLARDI. BUNUN İÇİN SON GÜNLERDE AVRUPA'DAN ÖZEL ELEMANLAR TÜRKİYE'YE BİRKAÇ DEĞİŞİK NOKTADAN GİRİŞ YAPTI. Kaos için görevlendirilmişlerdi.
Koalisyon için yapmayı düşündükleri vardı!
Hem ülkenin kontrolünü ele geçirmek hem de içerideki partnerlerine yardım etmek için...
Resmen CASUS OYUNLARI oynanıyor!
Herkes herkesi biliyor.
DURUM BU!
Yeter ki kimlerle mücadele ettiğimizi bilelim...
Gerisi kolay...