İSTANBUL seçimlerinin neticesiyle alakalı son dönemece girdik. YSK, AK Parti ve MHP'nin seçimlerin iptali yönündeki başvurularını görüşmeye başladı. YSK ilk incelemesinin ardından ilçe seçim kurullarına ve diğer kamu kurumlarına yazılar yazarak bir takım bilgiler talep etti. YSK'nın bilgi talebi öncelikle AK Parti ve MHP'nin iddialarını inandırıcı bulduğunu gösteriyor. Kurul, her iki partinin sunmuş olduğu delilleri ve daha kapsamlısını bir de resmi yollardan görmek ve kararını ona göre vermek istiyor. Baştan beri seçimlerle alakalı bir noktanın altını çiziyoruz. İstanbul seçimlerinde usulsüzlükler yaşandı ancak Türkiye'nin köklü ve iyi işleyen bir seçim sistemi var. Her sistem kendi içerisinde bazı aksaklıklar barındırır. Önemli olan aksaklıkların tamir ve telafi edilebiliyor olmasıdır. İstanbul'da karşılaştığımız manzara da tam olarak bu. Seçimlere şaibe karıştığı çok net. Ancak sistem çalışıyor. İtirazlar yapılıyor, ilgili kurullar itirazları değerlendiriyor ve varsa şaibeleri gideriyor. YSK'nın İstanbul kararı da tam olarak böyle olacak. AK Parti'nin iddiaları; ölü seçmenlerin, cezaevinde yatan hükümlü ve tutukluların yerine oy kullanıldığı, hiç oy kullanmaması gereken akli melekesi yerinde olmayan seçmenlerin oy kullandığı, sandık kurullarında olmaması gereken kişilerin başkan ve üye olduğu yönündeydi. Şimdi YSK ilçe seçim kurullarına yazı yazdı ve soruyor; ilçenizde seçmen olarak kaydı bulunan fakat hapiste olan şu kişi oy kullandı mı? İlçenizde seçmen olarak gözüken fakat akli melekesi yerinde olmayan şu kişi oy kullandı mı? İlçenizdeki şu numaralı sandıklarda sandık kurulu üyesi olan şu kişilerin devlet memuru olmadığı söyleniyor, doğru mu?
Doğru ise neden bu kişileri sandık kurulu üyesi yaptınız? İlçe seçim kurulları da bu sorulara cevap verecek. Araştırmalarını yapacak ve bir tutanakla neticeyi YSK'ya bildirecek. İlçe seçim kurullarının cevap verme süreci de gayet şeffaf olacak. Tıpkı diğer seçim işlemlerinde olduğu gibi siyasi partilerin temsilcileri de kurulda yer alacak. Sonra YSK ilçelerden gelen bu cevapları birleştirecek. Böylece kaç tane oy kullanmaması gereken seçmenin oy kullandığı ve kaç sandık kurulunun usulsüz oluştuğu ortaya çıkacak. Toplamda ortaya çıkan sayı İstanbul'daki fark olan 13 binden fazla ise YSK seçimde yapılan usulsüzlüklerin sonuca etki edecek derecede büyük olduğunu söyleyerek seçimi iptal edecek. Süreç baştan aşağı bu şekilde şeffaf, denetlenebilir ve adil ilerleyecek. Çıkacak sonuca da hepimiz rıza göstereceğiz. Baştan söyleyeyim, eğer YSK seçimin iptali yönünde karar vermezse kamuoyu vicdanı tatmin edilmemiş olur. Birçok kişi İstanbul seçimlerinin usulsüz olduğuna kanaat getirdi. Karar vicdani kanaatimizin aksi yönünde olur ama yapacak bir şey yok. Hoşumuza gitmese de YSK'nın kararlarına uymaktan başka çaremiz yok.
Sokağa dökülüp ortalığı yıkacak, kaos ve karmaşa çıkartacak halimiz yok. Peki ya YSK İstanbul seçimlerinin iptali yönünde karar verirse; yangından mal kaçırır gibi aceleyle mazbata peşine düşen CHP'li İmamoğlu ve bilumum ortakları buna razı gelecekler mi? Haksız yere oturdukları başkanlık koltuğundan olgunlukla kalkmasını bilecekler mi?