"ÇALIŞMAMIZ ENGELLENİYOR"
Sabah Avrupa Temsilcisi İsmail Erel, "Hangi Alman gazeteciyle veya hukukçuyla konuştuysam, bunun bir Alman gazeteciye yapılmasının düşünülemeyeceğini söylediler. Ağır suçlu gibi muamele görmek ki ortada bir suç yok. En az 20 polisle evin basılmasını gerektirecek tek bir gerekçe yok ortada. Hukuk mücadelesini başlatacağız. Teknik ekipmanın elimizden alınması suretiyle çalışmamızın engellenmesini kınıyorum" dedi.
"KOMŞULAR TERÖR BASKINI SANMIŞ"
Sabah Avrupa Haber Müdürü Cemil Albay ise, "Evde gözaltında tutulduğum sırada aramanın boyutunu tam olarak anlayamamıştım. Eve gidip komşulardan dışarıdaki durumu dinledim. 'Tüm evin etrafı polislerce sarılmış, cadde kapatılmıştı. Her köşeden polis çıkıyordu. Terör baskını sandık' dediler. Baskında konuyla hiç alakası olmayan eşimin eşyalarının aranması, cep telefonu ile bilgisayarına bile el konulması şaşırtıcı" dedi.
SEÇİM AYARLI BASKIN
Mahkemesi'nin Erel ve Albay hakkında verdiği arama kararının tarihi dikkat çekti. Mahkeme, kararını 1 Şubat 2023 günü verdi. Ancak karar 17 Mayıs günü uygulandı. Aradan bunca zaman geçmesi, baskının seçim ayarlı olduğunu ortaya koydu. AFP'ye konuşan Alman savcı ise gazetecilere, "kişisel bilgileri tehlikeli olacak şekilde yayma" suçlaması yöneltildiğini söyledi.
"AMAÇ GÖZDAĞI VERMEK"
Dişişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu konuya ilişkin, "Bu hadise basın ve ifade özgürlüğü konusunda tüm dünyaya ders vermeye kalkan Almanya'nın çifte standardını ortaya koymuş oldu. Türkiye'de PKK'ya destek veren, Türkiye'deki darbe girişimini planlayan gazetecilerle ilgili soruşturmalar devam ederken basın özgürlüğü konusunda bize ders vermeye kalkışanlar, FETÖ'cülerin ihbarı üzerine SABAH Gazetesi'ne baskın düzenliyorlar. Baskın yapıyorsunuz, gözaltına alıyorsunuz, sonra serbest bırakıyorsunuz. Amaç gözdağı vermek, sindirmek" diye konuştu.
ALMAN BASININDAN İFTİRA
Almanya'da SABAH'a yönelik baskının ardından Batılı devletlerin ve medyasının Türkiye'ye yönelik çifte standartlı tutumu bir kez daha yüzünü gösterdi. Alman polisinin gazetecileri gözaltına almasının ardından Batılı liderler ve Batı medyası suskunluğa gömüldü. Batılı bir gazeteciye aynı muamele yapıldığında "ifade özgürlüğü" ve "basın susturulamaz" diyerek ortalığı ayağa kaldıran yayın kuruluşları, mesele Türk gazeteciler olunca ya susmayı tercih etti ya da haberi tepkisiz bir dille verdi. Alman basını ise yine taraflı yayıncılığa imza attı. Alman gazeteleri baskını "Erdoğan'ın gazetesinde çalışan iki gazeteciye baskın" şeklinde duyurdu. Bazı gazeteler, konuyu manipüle ederek Erel ve Albay'ın casusluk faaliyeti yaptığını öne sürdü.
"SEÇİME GÖRE PLANLANDI"
İletişim Başkanı Fahrettin Altun, ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Vedant Patel'in gazetecilerin gözaltına alınmasına ilişkin soruya kaçamak cevap vermesiyle ilgili, "Basın mensuplarımızı sindirmek için yapılan bu operasyonu, yabancı büyükelçilere 'Batı'nın sözünden çıkmayacak bir Türkiye' sözü verenlerin 14 Mayıs'ta kazanabileceğini zannederek planladığını çok iyi biliyoruz" dedi.