Namazdan sonra Hz. Peygamber (SAV) sahabeye döndü. Mescitteki heyecanı ve o anki hali anlatmak elbette mümkün değildi.
Herkes, en sevgilinin dudaklarından çıkacak ismi bekliyordu. Hz. Peygamber (SAV) kimin adını söyleyeceğini çoktan belirlenmişti. Mescidi şöyle bir gözleriyle taradı. Sonra o ismi fısıldadı. "Ebu Ubeyde nerdesin!" Arka saflardan orta boylu, zayıf ve ince yapılı, iki ön dişi kırılmış, son derece güzel yüzlü, mütevazı görünümlü bir sahabi ayağa kalktı. Bütün gözler onun üzerindeydi. Onu iyi tanıyorlardı.
İyilerden olduğunu biliyorlardı. Ama bu kadar olduğunu belki de tahmin edememişlerdi.
Hz. Peygamber (SAV) parmaklarıyla onu işaret etti ve şöyle buyurdu: "İşte bu ümmetin en emini Ebu Ubeyde'dir." Elbette bu söz şu demek değildir: Diğer sahabe emin değildir. Hayır. Elbette hayır. Ama bu cümle Ebu Ubeyde'nin güvenilirlikte en önde olduğunu gösteriyor. Tıpkı Hz. Ömer'in adalette, Hz. Ali'nin ilimde, Hz. Ebu Bekir'in sadakatte en önde olduğu gibi.
Hz. Ebu Ubeyde, Şam beldesine gitti.
Emaneti hakikaten yerine getirdi. Yıllar sonra Hz. Ömer, halife olduğunda Şam taraflarına kontrol için gider. Herkes yollara düşüp halifeyi karşılar. Ama Hz. Ömer'in gözü, henüz oraya gelmeyen birini arar. Sonra sorar:
"Kardeşim nerede?" Karşılamaya gelen yöneticiler, emirler sorarlar: "Efendim kimi kastettiniz?" Hz. Ömer cevap verir: "Ebu Ubeyde kardeşim nerede?" Ebu Ubeyde (RA) sonradan gelir. Hz. Ömer'le kucaklaşır. Hz. Ömer, Şam Valisi olan Ebu Ubeyde'nin evine misafir olur.
Evine girdiği valinin dünyalık için hiçbir şeyinin olmadığını görünce, "Neden evinde sergi namına bir şey yok? Neden evinde sadece birkaç lokma kuru ekmek var? Valinin evi böyle olmaz" der. Böyle der ama, Ebu Ubeyde (RA) sadece susar. Hz. Ömer sorgular. Ebu Ubeyde'nin (RA) üzerine gider, zorlar. Ebu Ubeyde (RA) cevap verir: "Müminlerin halifesi! Şam şehrinin kenar semtinde yemek bulamayan garipler yaşarken, valinin evinde ne olsun istersin. Ben maaşımı bu fakirlerle paylaşırım. Bu gördüklerin bana yeter. Halife Hz. Ömer duygulanır. Gözyaşları döker. Hz. Ebu Ubeyde, dostu olan Halife Ömer'in omzuna elini koyar ve şöyle der: "Hatırlıyor musun Ömer! Medine Mescidi'nde Hz. Peygamber ne demişti bizlere. Sizler dünya hayatını şöyle görün: Yoldaki bir kervan, bir ara yorulur. Sonra bir ağacın gölgesine gelip oturur.
Dinlenir. Sonra yola devam eder.
İşte siz gölgede dinlenen yolcu gibisiniz. Ömür bu kadar kısa, gölge yerinde kalır ama siz göçersiniz." Hz. Ömer der ki: "Ebu Ubeyde, dünya hepimizi değiştirdi. Sen hariç." Hz. Ebu Ubeyde hakkında anlatılacaklar elbette bu kadar değil ama satırlar sınırlı nihayet. Onun içindir ki Ebu Ubeyde'nin (RA) vefat haberi geldiğinde Hz. Ömer daralır. Uzun uzun içini çeker ve sonra şöyle der: "Keşke yanımda bir oda dolusu Ebu Ubeyde olsaydı. Olsaydı da bütün işleri onlara teslim etseydim." Ebu Ubeyde emin ilan edildi ve emin yaşadı.