FETÖ'nün, 15 Temmuz darbe girişiminde yer almakla suçlanan ve yakalama kararı bulunan eski CIA danışmanı Henri Barkey köşe yazarlığı yaptığı Asia Times gazetesinde skandal ifadelere yer verdi.
FETÖ'nün, 15 Temmuz darbe girişiminde yer almakla suçlanan ve yakalama kararı bulunan eski CIA danışmanı Henri Barkey köşe yazarlığı yaptığı Asia Times gazetesinde skandal ifadelere yer verdi.
Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın 14 Mayıs seçimlerinden zaferle ayrılacağını öngören Barkey, "Erdoğan kazanırsa seçimlerin ertesi günü için tutarlı bir politika geliştirilmelidir" sözlerine yer verdi.
Skandal ifadelerini devam ettiren Barkey, "Kendi ülkesinde ekonomik bir krizle karşı karşıya kalan Erdoğan, hızla muhtaç bir müttefik haline gelir. Bu nedenle ABD'nin şimdiden kolları sıvaması gerek" dedi.
Barkey, aynı zamanda Beyaz Saray'ın kapsamlı bir çalışma yürütmesi gerektiğine de vurgu yaptı.
Eski CIA ajanı aynı zamanda terör örgütü PKK'nın Suriye kolu YPG/SDG'nin elebaşı Mazlum Abdi ve beraberindeki ABD konvoyuna düzenlenen saldırıyı Türkiye'nin yaptığını iddia etti.
Yazsının devamında Barkey terör örgütü PKK'yı ve Suriye kolu olan SDG'yi 'masum' bir yapı gibi göstererek Türk ordusunun terör operasyonlarını ise 'işgal' gibi lanse etti.
Bu, Barkey'in ilk skandalı değil. 6 Şubat tarihinde köşesinde yer alan bir yazıda Barkey, 7'li koalisyona tavsiye niteliğinde bir yazıya yer vermişti.
Barkey, "Muhalefet şimdiden Erdoğan'ın Ege ve Akdeniz bölgeleri ile ABD, Suriye ve Kürtler ile ilgili son dış politika açıklamarının çoğunu kabul etti" demişti.
ABD'NİN TÜRKİYE'DEKİ SEÇİM PLANI DEŞİFRE OLDU: HEDEF BAŞKAN ERDOĞAN
Kur'an-ı Kerim'e yönelik alçak saldırıları bahane eden Almanya, Fransa, ABD, Hollanda, İngiltere ve Kanada, Hollanda, İngiltere, Almanya, Fransa, Belçika ve İsviçre İstanbul'daki başkonsolosluklarının kapılarını kapattı.
Konsoloslukları kapatma kararına Türkiye'den peş peşe tepkiler gelirken Dışişleri Bakanlığı terör saldırısı ihtimalini öne süren ülkelerin elçilerini bakanlığa çağırdı.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Bu kapatmaların maksatlı olduğunu düşünüyoruz. Bundan sonra eğer somut bilgi ve belge paylaşmadan bu tür yöntemlere giderlerse bizim de ilave bunlara yönelik atacağımız adımlar da olacaktır. Bu mesajı da dün kendilerine verdik." dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da kirli operasyonu deşifre ederek, "Amerikan Büyükelçisi'ne buradan söylüyorum, hangi gazetecilere yazı yazdırdığını biliyorum, pis ellerini Türkiye'nin üzerinden çek, çok net söylüyorum, pis ellerini Türkiye'nin üzerinden çek. Neleri yaptırdığınızı, hangi adımları attırdığınızı, Türkiye'yi nasıl karıştırmak istediğinizi net bir şekilde biliyorum" dedi.
FETÖ'CÜ CIA AJANI BARKEY'DEN SKANDAL YAZI
Bakan Soylu'nun sözleri sonrası ABD Dış İlişkiler Konseyi'nin yayın organı olan Foreign Affairs'de bugün yayınlanan yazı ortaya çıktı. Yazıyı kaleme alan kişi ise Türkiye'nin çok yakından tanıdığı bir isim: Henri Barkey. FETÖ'nün 15 Temmuz hain darbe girişiminde etkin olarak rol olan eski CIA ajanı Barkey, skandal ifadelerle "Türkiye'nin Dönüm Noktası Erdoğan iktidarda kalmak için ne yapacak?" başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Rusya-Ukrayna savaşında kurduğu arabuluculuk mekanizmasına rağmen Türkiye'yi Rusya ile birlikte hareket etmekle suçlayan Barkey, "Rusya ile sadece samimi ilişkiler sürdürmekle kalmadı; ayrıca İsveç ve Finlandiya'nın NATO adaylıklarını engellemekle tehdit etti." dedi.
Başkan Erdoğan'ın Suriye'nin kuzeyindeki terör koridorunu temizlemek ve Esad ile görüşmek için adımlar atmasını hazmedemeyen Barkey, Türkiye'nin Avrupa'dan uzaklaşırken Orta Doğu'daki ülkelerle sorunlarını çözmesine dikkat çekti.
Bu durumu 14 Mayıs'taki seçimlere bağlayan Barkey, Başkan Erdoğan'ı otoriter olmakla suçladı. Yunanistan, KKTC ve Suriye'yi işaret ederek alttan alta seçimlere yönelik 'silahlı müdahale' mesajı da veren Barkey bağımsız yargının CHP'li İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile ilgili verdiği karar üzerinden Erdoğan'ın yargıya müdahale ettiği iftirasını attı. Barkey, mevcut kamuoyu yoklamaları Cumhur İttifakı ve Başkan Erdoğan'ın zaferini ilan etmesine rağmen, "Planlanan seçimi kaybedebileceğini gösteriyor" diyerek kirli bir algı operasyonuna imza attı.
BATI'YA ERDOĞAN'I SEÇTİRMEYİN ÇAĞRISI
Ülkeler konsolosluklarını kapattığı halde Başkan Erdoğan'ın bir kriz arayışında olduğu iftirasını atan Barkey, "Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri, potansiyel hasarı en aza indirmek için böyle bir gelişmeye hazırlanmalı ve buna karşı koyacak bir stratejiye sahip olmalıdır. Türkiye, Batı etkisinden uzaklaşmasına izin verilmeyecek kadar önemli bir ülke" sözleriyle ABD'nin emperyalist hedeflerini bir kez daha itiraf etti.
Barkey, dünya ve ABD'deki ekonomik krizi görmezden gelerek Türkiye'nin yeni ekonomi modelini hedef aldı.
Türkiye'deki kurumları kendileri kontrol edemediği için Başkan Erdoğan'a saldıran Barkey, "Merkez bankasının uyumsuz politikaları, Erdoğan'ın sözde bağımsız kurumlar üzerindeki kontrolünün göstergesidir. Son on yılda, neredeyse her önemli Türk kurumunun bağımsızlığını baltalayarak veya ortadan kaldırarak gücünü pekiştirdi: devlet üniversiteleri, medya kuruluşlarının büyük çoğunluğu, ordu, yerel yönetimler ve en önemlisi, elinde bulundurduğu yargı" ifadelerini kullandı.
KIZIL SOROS OSMAN KAVALA'YI SAVUNDU
Barkey, 15 Temmuz hain darbe girişimi davası sebebiyle tutuklu bulunan Osman Kavala'yı Başkan Erdoğan'ın içeride tuttuğunu iddia ederek skandal sözler kullandı. Barkey, "Türk cezaevleri muhalif siyasetçiler, gazeteciler, akademisyenler, Osman Kavala gibi sivil toplum liderleri ve temelde Erdoğan'ın sevmediği herkesle dolu. Hukuk devleti diye bir şey yok artık" sözleriyle bağımsız Türk yargısına hedef aldı.
KEMAL KILIÇDAROĞLU'NUN ADAYLIĞINA VETO
CHP'nin başını çektiği kaos koalisyonuna da değinen Barkey, ABD derin devletinin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu aday olarak görmek istemediğini yazdı.
Barkey, "Kemal Kılıçdaroğlu, çaresizce aday olmak istiyor; ama o en zayıf aday ve muhtemelen Erdoğan'a kaybedecek. Ciddi ve çalışkan Kılıçdaroğlu, hem karizma eksikliği çekiyor hem de modası geçmiş görünüyor" diyerek Kılıçdaroğlu'nun adaylığını veto etti.
Yalan ve iftiralarla Erdoğan'a saldıran Barkey, CHP'li İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında açılan terör soruşturmalarına haberde yer verdi. Barkey, "İçişleri Bakanlığı, İmamoğlu'nun sıyrılmamasını sağlamak için, biri teröre destek suçlaması da dahil olmak üzere, hakkında iki ceza davası daha başlattı. Erdoğan, İmamoğlu'nu saf dışı bırakarak, yenilebilir bir Kılıçdaroğlu'nun muhalefetin adayı olarak ortaya çıkmasını umuyor. Alternatif bir stratejisi olmayan muhalefet, kimi aday göstereceği konusunda çekişmeyi tercih ediyor" sözleri sonrası Erdoğan'ın ekonomide yürüttüğü başarılı politikalardan bahsetti.
CHP'Lİ İBB'NİN OTOBÜS YALANI
CHP'li İBB'nin "otobüs almak için Erdoğan'dan onay bekliyoruz" yalanını haberine taşıyan Barkey, İmamoğlu'nun adaylığı için adeta kampanya yaptı. Erdoğan'ın İETT otobüslerinin alımı için onay vemediği iftirasını atan Barkey, "Elbette İmamoğlu'nun yargılanmasının da açıkça ortaya koyduğu gibi, Erdoğan'ın en önemli aracı yargı olmaya devam ediyor" ifadelerini kullandı.
Kendisinin de dahil olduğu FETÖ'nün hain darbe girişimi 15 Temmuz'dan sonraki tutuklamaları Erdoğan'ın yaptırdığını iddia eden Barkey, "2013'te başlayıp 2016'daki başarısız darbe girişiminin ardından hızlanan hükümet hakkında eleştirel bir şey söyleme cüretini gösteren binlerce gazeteci, akademisyen ve muhalefet üyesi hapse atıldı" diyerek terör suçlaması nedeniyle hapiste olanları korumaya çalıştı.
SELAHATTİN DEMİRTAŞ'A METHİYELER DÜZDÜ
Terör örgütü PKK'nın siyasi ayağı HDP'yi Kürtlerin partisi olarak tanıtarak büyük bir skandala imza atan Barkey, terörden tutuklu bulunan Selahattin Demirtaş'a methiyeler düzdü. Demirtaş için "karizmatik lider" ifadelerini kullanan Barkey, Anayasa Mahkemesi'nin HDP'ye devlet tarafından sağlanan fonları dondurduğunu yazarak gerekçelerin gerçeği yansıtmadığını iddia etti.
Bilindiği gibi HDP'nin devletin verdiği yardımlarla terörü finanse ettiği HDP'ye sözde asker almak dairesi gibi çalıştığı belgelenmişti.
6'lı koalisyonun HDP'yi davet etmese de seçimlerde HDP'li seçmenlerin Erdoğan'a karşı oy kullanacağını belirten Barkey, Başkan Erdoğan'ın farklı yollara başvuracağı iftirasına sarıldı.
Başkan Erdoğan'ın lider diplomasisi yolu ile tahıl koridorunu açması sonrası Nobel Barış Ödülü yönünde talepler gelmesine şaşırdığı belli olan Barkey, Erdoğan'ın yıllardır devam eden bu politikalarını seçim dönemine özelmiş gibi göstermeye çalıştı.
Başkan Erdoğan'ın uluslararası alandaki politikalarını çelişki gibi göstermeye çalışan Barkey, Yunanistan'ın Ege'de gerçekleştirdiği provokasyonları görmezden geldi. Erdoğan'ın Atina yönetimini tehdit ettiğini iddia eden Barkey, "Türkiye'nin gücüne dair bu iddialı retoriğin ortasında, Erdoğan muhalefeti kenardan tezahürat yapan ürkek oyunculara indirgedi" dedi.
Başkan Erdoğan'ı Rusya'ya yardım etmekle suçlayan Barkey, "Dış politika, Erdoğan'a ülke içindeki liderliğini pekiştirmesi için çeşitli yollar sunuyor. Ukrayna ve Rusya politikalarının da gösterdiği gibi, öngörülemez bir pragmatist. Ukrayna tahıl anlaşması ve Ukrayna'ya savaş alanında etkili olduğu kanıtlanmış İHA'lar sağlamak için kredi ararken, Amerika'nın uyarılarına aldırmadan, Moskova'nın Batı yaptırımlarından kurtulmasına ve bunların Rus ekonomisine verdiği zararı azaltmasına yardım etti. Kuşkusuz, Rusya-Türkiye ilişkileri karmaşık ve birçok cephede iç içe geçiyor, ancak Putin'e yardım etmek için yapılan bu hamleler Erdoğan'a da yardım ediyor. Yaptırımları aşan ticaretten veya Rus turistlerden Türk kasasına akan rubleler, nihayetinde lirayı desteklemeye ve Rusya'dan enerji ithalatını finanse etmeye yardımcı oluyor." İfadelerini kullandı.
ABD'nin F-16'ların teslimi için gündeme getirdiği İsveç'in NATO üyeliğini de yazan Barkey, "ABD Senatosu, Türkiye'nin bu ülkelerin üyeliğini onaylamaması durumunda Türkiye'ye silah satışına, özellikle F-16'lara izin verilmeyeceğini açıkça belirtti" diyerek Stockholm'de Türk büyükelçiliği önünde Kur'an-ı Kerim yakılması sonrası Başkan Erdoğan'ın üyelik sürecini veto ettiğini yazdı. İsveç üzerinden algı operasyonuna devam eden Barkey, FETÖ'cüleri savundu. Barkey, "Erdoğan'ın sert taktikleri şimdiden geri tepti; İsveç, talep ettiği "120 teröristi" iade etmeyi reddetti" diyerek İsveç'in talebi reddetmesini son olaylara bağladı.
Tıpkı Türkiye'deki seçimleri takip eden diğer yabancı yayın organları gibi yaklaşan seçimin tarihi bir seçim olduğunu yazan Barkey, konsoloslukların kapanmasını adeta Başkan Erdoğan'ın bir oyunu gibi yansıtmaya çalıştı. Barkey, "Bu nedenle, bir kaybı önlemek için bir dış kriz yaratma yönündeki asırlık cazibe yüksek olacaktır. Muhtemel hamleleri arasında Yunanistan ile Ege ve Akdeniz bölgelerinde küçük de olsa "tesadüfi" bir çatışma; kuzey Suriye'de ABD ile çatışma; veya daha dramatik olarak, Kıbrıs'ın Türk kısmındaki statükonun değişmesi" dedi.
Bunlara ek olarak Kıbrıs'ı da ekleyen Barkey, Suriye'deki terörist grupları bir kez daha Kürt olarak tanımladı. Putin'in bu denklemde önemli olduğunun altını çizen Barkey, "Yeniden seçildiğinde adanın Türk tarafının bağımsızlığı konusunda bir referandum düzenleyeceğine dair söz verebilir. Denklemde bilinmeyen bir faktör daha var: Putin. Erdoğan birkaç kez Suriye'de ABD'nin oradaki Kürt müttefiklerine karşı büyük operasyonlar düzenlemek için Rusya liderinden izin istedi ve Putin itiraz etti" İfadelerini kullandı.
Daha önce FETÖ'cülerin yaptığı gibi Türkiye ile Rusya arasında bir kriz çıkarmaya çalışan Barkey, "Finlandiya dışişleri bakanının ima ettiği gibi, son Kur'an-ı Kerim yakma olaylarına Rusya'nın karıştığı şüpheleri, Moskova'nın Suriye'de Türkiye'ye yeşil ışık yakarak ortalığı karıştırmaya karar verebileceği anlamına gelebilir" ifadelerini kullandı.
Yaşanan tüm bu gelişmelerin Türkiye ve ABD arasında da kriz çıkaracağını yazan Barkey, "Bu hamlelerden herhangi biri, ABD-Türkiye ittifakında, Türkiye-Avrupa ilişkilerinde ve NATO içinde daha şiddetli krizleri kışkırtma potansiyeline sahiptir. Ancak ABD-Türkiye ilişkileri girift ve kapsamlıdır; iki hükümet birbiriyle her düzeyde her gün ve kapsamlı bir şekilde ilişki kuruyor. Washington Türkiye'ye ne kadar ihtiyaç duysa da, Ankara ABD'ye çok daha fazla bağımlı" diyerek Türkiye'nin rolünü küçümsemeye çalıştı.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nu da hedef alan Barkey, şu ifadeleri kulladı: "Erdoğan'ı beklemek bir strateji değil; Washington, önemsiz bir etkiye sahip olan dışişleri bakanı gibi muhatapları baypas ederek onunla doğrudan temasa geçmek zorundadır. Erdoğan bir risk alıcıdır, ancak ABD'den bir hesaplaşma yaratmayı seçerse karşılaşacağı sonuçları özetleyen net bir mesajı görmezden gelmekte zorlanacaktır"