Eleanor Roosevelt, ABD tarihinde çok önemli bir başkanın güçlü eşi olarak bilinir. Doğrudur ama eksiktir; aynı zamanda C. Wright Mills tarafından yazılan ve "İktidar Seçkinleri" ismiyle Türkçeye çevrilen kitabın ana fikrinin, yani ABD'de bütün gücün aslında bir avuç aileye ait olduğunun da ispatı gibidir. ABD'nin en üst ve egemen sınıfı olan WASP yani Beyaz, Anglo-Sakson, Protestan olanların tipik bir örneğidir.
Anna Eleanor Roosevelt, 1884'te New York- Manhattan'da doğdu. Ünlü bir oyuncu olan annesi Anna Hall'in, çok zengin bir banker olan babası yani Eleanor'un dedesi Livingston ailesindendi.
Bu aile 17. Yüzyıl'da İskoçya'dan göç etmiş, ABD tarihinde Başkan olan Baba-Oğul Bush olmak üzere, vali ve senatör gibi pek çok önemli siyasetçi ve Montgomery Clift, Jane Wyatt gibi oyuncular çıkarmıştır. Tarihin en zenginlerinden, New York'un sahibi diye anılan Astor Ailesi de bu ailenin bir koludur.
Eleanor'un babası Elliot Roosevelt, 1901-1909 arasında ABD Başkanı olan Theodore Roosevelt'in kardeşiydi. Aileden kalma büyük bir serveti vardı. Başta Hindistan'da kaplan avlamak üzere dünyanın her yerinde avcılık yapıyordu. Eşi Anna Hall'la birlikte New York sosyetesinin en gözde isimlerindendi. Eleanor işte böyle bir çevrenin çocuğuydu.
3 yaşındayken annesi, babası ve teyzesiyle bindiği SS Britannic gemisi SS Celtic gemisiyle çarpıştı. Gemideki 12 yolcu öldü, Eleanor ve ailesi filikalara binerek kurtuldu. Bu kaza ömrü boyunca denizden korkmasına yol açtı.
8 yaşındayken annesini, altı ay sonra da erkek kardeşini difteriden kaybetti. 1.5 yıl sonra da bir klinikte alkol tedavisi gören babası intihar etti. Babası ölmeden önce, aralar��nda 7 yaş olan en küçük kardeşi Hall'a annelik yapmasını vasiyet etmişti. Eleanor da sonradan alkolik olan kardeşinin sorumluluğunu almak zorunda kaldı. Bütün bu kayıplar, dolayısıyla travmalar Eleanor'u depresif bir kız yapmıştı.
Babaannesinin evine yerleşti ve eğitimini halası üstlendi. 15 yaşında İngiltere- Wimbledon'daki bir koleje yatılı olarak gönderildi. Babaannesinin ısrarı üzerine eğitimini tamamlamadan 17 yaşında ABD'ye geri döndü.
Londra'da Fransızca öğrenmişti ve artık koyu bir Episkopal Kilisesi (ABD'de bulunan, ama İngiltere'deki Anglikan Kilisesi'ne bağlı olan Protestan Kilisesi) yanlısı olmuştu. Döndükten sonra New York sosyetesine katılmıştı. "Gençler Ligi" adı verilen zengin genç kadınların yer aldığı bir sosyal kulüpte dans ve jimnastik dersleri verdi.
1903 yılında babasının kuzeni, diğer Roosvelt'lerle karışmaması için FDR olarak anılan Franklin Delano Roosvelt'le nişanlandı. FDR, soyadının dışında Aspinwall (Pasifik Posta Şirketi ve Panama Kanalı Demiryolu Şirketi sahibi) ve Delanos (Çin'e afyon kaçakçılığı yapan, 1923-1929 arası ABD Başkanı olan Calvin Coolidge'in ailesi) gibi hem siyaseten hem de mali olarak çok güçlü ailelerin yakın akrabasıydı. FDR'nin babası Harvad Hukuk'u bitirmiş ama aile serveti nedeniyle avukatlık yapmamıştı.
Başkanlarla istediği zaman görüşebilen çok güçlü birisiydi. FDR'nin annesi Sara Anne Delano, otoriter bir kadındı. Oğlunun kendi seçeceği birisiyle evlenmesini istiyordu. Bir diğer neden de oğlunun Roosevelt değil de Delano yani kendi soyunu devam ettirdiğini iddia etmesiydi. Roosevelt Ailesi'nden aslında hiç hoşlanmıyordu. Nişanın kamuoyuna açıklanmasını engelledi
Daha sonra da nişanı bozmak için elinden geleni yaptı. Eleanor, müstakbel kayınvalidesine evliliğe izin vermesini isteyen rica mektupları yazdı.
FDR sonunda annesinin sözünden ilk kez çıktı ve 1905'te Eleanor'la evlendi. Çift, mülkü FDR'nin annesine ait olan bir aile evine taşındı.